Burada asıl nokta şu;
Mimari fotoğraf (Gerek iç gerekse dış mimari) katı kuralları olan bir disiplindir. Buradaki amaç mimarın öne çıkardığı detayları doğru bir şekilde yansıtabilmektir. Dolayısıyla ışık koşullarını, mekanın durumunu hatta coğrafi yerleşimini bilmeden öneri yapmak imkansızdır.
Yukarıdaki örnekten yola çıkarak çok da önemli olmayan bir çekim için arkadaşımız fikir istemiştir, hatta kendi profesyonel kategorisi haricinde amatör olarak uğraştığı bir alanda cesaret gösterip ben yaparım demiştir. Ne üretildiğini bilmediğimiz ve nispeten mimari fotoğraf kapsamına girmeyecek önerilerde bulunacaksak, ihtiyaç fotoğraf sayısı kadar git üretim bantlarını, ürünün son halinin ve paketleme birimlerinin fotoğrafını çek dersin ki bu eline fotoğraf makinesini alan her arkadaşın aklına gelir. Hala eksik fotoğrafın mı var, bir iki tane de fabrika girişi, yemekhane ve mutlu işçi fotoğrafı ile doldurursun. Oldu bitti işte. Bunun için çok da aman aman bir tavsiyeye ihtiyaç yoktur. Ekipman derseniz, normal insan gözü açısına yakın bir açı veren lensler işinizi görecektir.
Başka bir örnek vermek gerekirse, eğer bir dergi için yemek fotoğrafı çekecekseniz eğitim almanız şarttır, yok eğer instagrama falan koyayım eş dost görsün ise amacınız eğitime falan gerek yok çek cep telefonu ile yapıştır gitsin. Burada asıl konu genel olarak Türkiye'de bu tip konuların fazla ca önemsenmemesi. Ben size bir olay anlatayım; Antalya'da biri ile tanıştım. Kendisi Akdeniz Üniversitesinde dalında eğitmenlik yapıyor, aynı zamanda turistik tesislerin katalog çekimlerini yapıyor. Kendisi genelin haricinde yetkin ve kendini sürekli geliştirmek için çabalayan biri. Bir sohbetimizde bir olay anlattı, otellere çekimlere gittiğinde fazladan hiç kullanmayacağı ekipmanları da yanında götürdüğünü, kurup kullanmasa da kalabalık göstermesinin öneminden bahsetti. Nedenini sorduğumda ise, bir tesisi incelediğini tek makine tek lensin yeterli olacağını (Sanırım Canon Mark II kullanıyor) görmüş ve tesise gitmiş. Bizim işgüzar tesis müdürü de aklınca ayar verecek, bizim kızda da aynı makineden demiş. Yani burada denmek istenen sana o kadar para veriyoruz, bizim kız da senin yaptığını yapar demeye getiriyor. Burada asıl sorun ürün olan fotoğrafın değer bulmaması ve sadece bir düğmeye basmaktan ibaret olduğunun düşünülmesidir.
Kaldı ki biz hala 50mm lens DX formatta portre lensi midir, değilse neden değildir tartışmalar yaparken, diğer taraftan adamlar üğne deliğinden fotoğraf çekiyor. Makine önemli, lens daha önemli ama tecrübe en önemlisi. Sebehattin beyin de dediği gibi bir şey bilmiyorsanız haddinizi bilin yeter.