Atalay Mete

Süremiz doldu. Bu, gün batımı konusunu belirlerken açıkçası daha çok "klişe" konusunu tartışırız diye düşünmüştüm. Hani parmakları ile batan güneşi tutan ya da avucuna düşürmeye çalışan çocuk eli, ya da saçlarını geriye atan denizdeki kız gibi. Klişe olunca, mecaz anlamıyla kötü, çok kullanılmış, bayağılaşmış akla geliyor ancak bir fotoğrafın klişe olması o, ilk fotoğrafın başarısını gösterir. Fotoğraf eğitimi için de oldukça iyi bir rol modeldir. Belki de doğrudan klişe olarak belirlemem daha uygun olurmuş. Fotoğrafların hemen hepsi çok güzeldi. Mehmed beyin manzarası çok etkileyici bir görüntü ancak çok önemli bir eksik, kadrajda insan yoktu. Fotoğrafta insana dair değil de doğrudan insanların olmasını tercih ediyorum. O nedenle Nihat beyin fotoğrafını seçtim. Kadraj ve kompozisyon güzel. Renkler, gün batımı renkleri, ışık-silüet olarak güzel kullanılmış. Ve güvertede bir denizci var. Daha ne olsun. Nihat bey buyurun yeni konu belirleme sırası sizde.

Kemal bey, aslında sözünü ettiğiniz lensler geniş açı değil, ultra geniş açı lensler. Kullanımda oldukça kısıtlamalara neden olan açılara ve yapıları nedeniyle de (filtre kullanımında, kadraj oluşturmada,distorsiyon ve deformasyondan tutun, görüntü kalitesine kada) dezavantajları var. Sensörünüzün kısa kenarından daha küçük odak mesafeli lense gerçekten gereksiminiz var mı? 24 mm odak mesafesi, FF sensörlü makineler için bir sınırdır ve hep bu 24 mm yi referans alırlar. Bizde (APS-C sensör) bu 16 mm ye denk geliyor. Eğer gerçekten geniş açı ise gereksiminiz, APS-C sensörlü makinede 16 mm den, 35 mm ye kadar odak mesafesi geniş açı oluyor. Denemeden bu ultra geniş açı lensleri almayın, mutlaka deneyin öyle karar verin derim.

aynı şeyi ben de düşündüm. Renkli haliyle spor gazetesine konacak bir GS fotoröportajı. S/B haliyle, tüm hayal kırıklığı yaşayan seyircileri temsil ediyor.

Nihat bey şu aralar forumda sizden benden başka kimse yok. Fotoğrafınız hoşuma gittiği için bir öneride bulunmak istedim. Bu fotoğrafı S/B denediniz mi? Hem modelin ifadesi, ruh hali (low key yani koyu renkler, yüksek kpntrast, üzüntü ifadesi, vs vs) hem de chromatic aberration ya da renk sapmaları dediğimiz görüntüden kolay kurtulmak için çok faydalı olabilir. Merak ettim, denedim. Güzel oldu sanki.

Nihat bey her şeyden önce bir polemik olsun diye yanıt vermediğimi bilmenizi isterim. Öte yandan söylediklerimizin altını doldurmalıyız ki bu forumu izleyenler eksiksiz bilgilensinler diye düşünüyorum. Siz bir önceki makinenizde hangi "yetersizlikten" muzdarip oldunuz ve bu bodye geçtiniz? Eğer AF motoru için ise basit bir matematik hesapla elinizdeki ve almayı amaçladığınız lenslere vereceğiniz fark sanırım bir hayli düşük. Arayı kapatmak için on tane 50mm lens almanız gerek. Fotoğraf kalitesi üzerine bir D3300 te neyin yetersizliğini görebildiniz? Öte yandan siz Nikon tercihinizi renkleri için yapmışsınız, ama anladığımız kadarıyla renkleri daha çok hoşunuza gitseydi de Canon almayacaktınız çünkü hiç birisinde AF motoru yok. Son olarak şu profesyonellik ve hobi konusuna da kendi bakış açımı ekleyeyim; bence asıl bütçe sorunu olmayan kesim, amatörler. Profesyonel adam illa National Geographic e fotoğraf çekmeyecek, bu forumu da izleyen binlerce fotoğraf emekçisinden söz ediyorum. Bu insanlar her kuruşlarının hesabını yapmak zorundalar . F/P dediğimiz kavram, esas olarak profesyoneller için. Adam ekmek parası peşinde. Bu konuyu diğer hobilerimizde de yaşıyoruz. Ben motosiklet kullanıyorum. Son bir yıla kadar isteyen istediği motosiklet ile kullanmaya başlıyordu. İlk motor tercihi, 170 beygirlik motosiklet olan (aslında pistte yarış motoru olan) çok kişi tanıdım. Yarısından çoğu mezardalar, yaşayanların %90 ı motosikleti bıraktı. Evlerimiz kullanmadığımız( doğru seçim olmayanlar) fitness aletleri ve fotoğraf takımlarıyla doldu taştı. Doğru başlangıçlar daha sağlıklı yürür inancındayım.

Muhteşem bey, hatırlarsanız bana da sormuştunuz, ben de elbette 7100 ün size çok daha fazlasını verme potansiyeli olduğunu söylemiştim. Ancak Nihat beyin gerekçesini özellikle söylemedim zira bu makineler arasında karar vermek için belki de en az önemli olan konu, bu motor konusu. Yani sadece ve sadece bu özellik nedeniyle tercih yapıyorsanız aslında paranız o zaman boşa harcanmış olur. İki makine arasında sınıf farkı var. Yani, D7100 size spesifik olan özellikleriyle, kimi amaçlara yönelik olarak daha fazlasını verecek. Yeni başladığınız için sizin eksikliğinizi telafi edemez! Firmaların "giriş seviye makineleri" nin asıl amaçları, size DSLR ile fotoğraf çekmeyi, ayar yapabilmeyi öğretmek, alıştırmak ve sevdirmek. Bu anlamda giriş seviyesi makineler özel amaçlar için üretilmiş olanlara göre çok daha uygun. Benim önerim şu anda güncel D3300 ya da çıktıysa D3400, D3500 olur.

Serhat bey endişe etmeyin, yakın zamanda bu soru gene sorulmuştu ve yanlış hatırlamıyorsam makinenin flaş ya da flaş yuvasındaki basit bir şeydi.

İzimi sürer, bulur benim yaptığımı.. neyse, konumuz bu soğuk günleri ısıtsın; GÜNBATIMI olsun

Bence çok daha güzel. Ama beni "renkli olmalıydı"ya iten başka bir şey. Gerek fotoğrafta gerekse başka görsel sanatlarda da kullanılan "low key ve high key" kavramları. Low key, siyah rengin hakim olduğu, karanlık, kontrastı yüksek ve genellikle hüzün, karamsarlık veren anlamına gelliyor. Oysa modelin yüzünde nerdeyse ışık var. Eskilerin nur yüzlü dedikleri... Yani high key sunulması gereken bir ifade. Sonuçta portre, modelin kişiliğini ve o andaki ruh halini yansıtmıyor mu.. İlave: Low key için Kemal beyin paylaştığı fotoğraf çok güzel bir örnek. S/B o nedenle çok yakışmış, değil mi? Sebahattin beyin fotoğrafı da S/B olmasına karşın oldukça açık tonlar ve ışığı göstermeyi başarabilmiş (high key).

Forum dedektifimiz Orçun Edipoğlu'ndan yeni konuyu bekliyoruz. Ne olur standart donanımla çekilebilen bir şey olsun!..

Nihat bey, bu fotoğraftta siyah beyaz kullanmak modele biraz haksızlık olmuş sanki. Renkli hali var mı bu fotoğrafın?

Remzi bey, fotoğrafınız PC de açtığımda model yüzükoyun duruyor. Tablette açtığımda ise 90 derece dikleşmiş (açı düzelmiş) fakat baş göğüs hizasına kayacak kadar alçalmış, fotoğraf deforme olmuş olarak görünüyor. Muhtemelen mobil cigazla yüklediniz. Mümkünse bunun yerine ve bundan sonra PC den fotoğraf yükleyebilir misiniz?

Selim bey 72 saatlik süremiz doldu. En çok beğendiğiniz fotoğrafı mümkünse gerekçelerinizi de paylaşarakl, açıklar mısınız? O fotoğrafı çeken arkadaşımız yeni konuyu belirleyecek!

İki sene öncesinden (yani Canon günlerinden) bir akşam. Kayın biraderim. Gece olmasına karşın idare eder.

oyyyy!.. çok acımasız fotoğraf. elinize, gözünüze sağlık.

Nihat bey sizi "portre fotoğraflarımızı paylaşalım" başlığımıza alalım

Forumda bu başlığı arattım, bulamadım. Forum üyeleri olarak kendimizi geliştirmemiz, tanıtmamız için çok önemli bir kaynak, kendi çektiğimiz fotoğraflar olmalıdır diye düşünüyorum. İlk fotoğraf benden gelsin.

Ben de bir zamanlar Canon 100mm f 2.8 lense sahiptim. Bu fotoğraf ta googlearşivdebn o nedenle exif bilgileri eksik. Hem çiçek, hem böcek.. Tam makro yani

Sosyal medya, dahası digital mecra konusunda bayağı özürlü sayılırım. Var bir hesap ama fotoğraf var mı hatırlamıyorum.

Kemal bey eğer D3xxx ya da D5xxx body ile kullanacaksanız odaklanmayı manuel olarak yapmanız gerekir. ilk çıkanlarda AF motoru yoktu. Daha sonra Canon ve Giriş seviyesi DX Nikonlar için AF motorlu olanlar çıktı. Ben Canon için lanı kullandım. Olağanüstü diyebileceğim bir performans sunuyor. Bunun dışında yani AF motoru dışında da yan sanayi ürünlerin uyum sorunu olabiliyor. Örneğin güncel olan D3300 ile Sigma 17-50 f 2.8 lens uyum göstermiyorlar. Hatta çoğu zaman aynı odak mesafeli ve diafram açıklığı olan lenslerde, başka konularda da (back-front focus, vs) sorunlar görülebiliyor.

Kıbrıs ı ziyaret eme fırsatım oldu. Maraş bölgesine giriş serbest mi? O bölge dışında ilginç olabilecek gerek doğal gerekse mimari olarak en çok Girne yi ve limanını beğenmiştim. Belki de sokak fotoğrafları çekmeniz ya da öğrenci topluluklarının aktivitelerini, onların portrelerini çekmeniz daha tatmin edici olabilir. Okullarda genellikle öğrenci kulüpleri ve hemen daima sinema, fotoğraf kulübü de olur. Onlara katılmanız teorik bilgi edinmek açısından çok faydalı olabilir. AF konusunda ne öğrenmek istiyorsunuz? Örneğin neden orta nokta önemlidir konusu derseniz; orta nokta aynı parmakla hedef göstermek gibidir, yani odaklanmak için en kolay olandır. Dahası her odak noktası merkez kadar "kararlı" -stabil- değildir denir. Özellikle yatay düzlemde uçlara doğru hassasiyet azalır. Buna karşın kadrajınızın hep ortasında netliğin en yüksek olduğunu bildiğiniz için tüm karelerde kompozisyonu ağılıklı olarak merkezde olması gibi bir kötü alışkanlık edinebilirsiniz. Servo olmayan AF ölçüm modlarında deklanşöre yarım basıp AF yi kitleyip kadrajı çok hafif sağa sol yukarı aşağı hareket ettirerek farklı kompozisyonları elde edersiniz. AF konusunda aklınıza takılan başka bir şey var mı?

Yoldaş bey, evet cross type AF noktaları sayısı yarışmasını Canon kazandı. Eee? ne elde ettik? Her yeri net fakat, kumlanmış, daha az pozlanmış, daha az renk tonlarında fotoğraflardan yarı yarıya az sayıda çekebiliyoruz, en az yarısı kadar daha ağır makineyi taşıdığımız yetmiyormuş gibi, iş videoya gelince 60fps ile Nikon, Canon u patakladı. Böyle mi değerlendireceğiz? Bakın, Nikon un ilk video da çekebilen yarı profesyonel body si D90 da sadece orta noktada tek AF noktası cross-type idi. Bu o bodyi efsane olmaktan alıkoymadı. Neden biliyor musunuz, çünkü fotoğraf çekenlerin neredeyse %99 u bu orta nokta ile AF yapar. Spor ya da ornito çekecekseniz diğerleri işe yarayabilir ama o zaman da başka özelliklere de gereksinim vardır. O zaman da ya Nikon D7xxx ya da Canon 7D tercih etmelisiniz. Siz ne çekeceksiniz?

Yoldaş bey, kusura bakılacak bir şey yok. Sadece yanılmanıza engel olmak için bilgilerimizi paylaşmaya çalışıyoruz. Sorunuzun yanıtı ne evet, ne de hayır. Yani, bodyleri iyi ya da kötü olarak nitelememiz doğru olmaz. Bu bodylerden ne beklediğimizle ilgili. Ben motosikletimle yolculuk yapıyorum. O sırada en iyi makinem bir kompak makine oluyor. Kendi kızımın nişanında ise gece evde yapılan çekimlerde benim DSLR makinem ve prime lenslerim kullanıldı. Bir DSLR body de bir çok kumanda düğmesi (ISO,enstantane ve diafram) için kameranın önünde bastığınız bir düğme ile (aynı anda bir başka tamburu çevirerek) ayar yaparsınız ve en kolayı yani en iyisi, hangisine alıştıysanız O body dir. Makinelerin temel özelikleri, görüntü kaitesi, ISO başarısı (en az kumlanma olan en yüksek ISO değeri), renk derinliğ, pozlama aralığı, ekran büyüklüğü, video çekim kalitesi gibi konularda ise evet, Nikon D5500, Canon 750D den oldukça üstün özellikleri olan bir body.