Atalay Mete

Zülfü bey, doğrusu fotoğrafınızı bir önceki başlık için gönderdiniz diye düşündüm. Ama üzerinde arı olduğunu görünce makro niyetiniz de olabilir mi acaba dedim. Selim beyin seçtiği (konu demeyelim) de ana başlık, oldukça spesifik bir fotoğraf alanı. Elimizdeki standart donanım ile makro çekmemiz neredeyse imkansız. Makro fotoğraf tanımını hatırlayalım. Vikipediden alıntıdır: Makro (Yunancadan μακρος makros) gelen bir kelime ve „büyük“ veya „uzun“ demektir. Makro fotoğraf, çekilmek istenilen objeleri 1:1 ya da daha üstünde bir büyütme oranıyla fotoğraflama işlemidir. Diğer bir değişle çekmek istediğiniz nesnenin boyutu ne kadar ise film veya sensöre en az aynı şekilde yansımasıdır. Yani çok küçük nesneleri büyütmek anlamına gelir. Makro fotoğraflar çekebilmek için makro özellikli özel lensler kullanılmaktadır. Gerçek Makro lensler 1:1 ve üstünde büyütme yapabilen lenslerdir. 1:1 çekim yapıldığı zaman, çekimini yaptığınız objeler makinenizin algılayıcısı üzerine gerçek boyutları ile düşerler. Lens üzerinde ” Macro ” ibaresi yazan birçok lens bulunmaktadır. Ancak sadece 1:1 ve üstünde büyütme yapabilen lensler gerçek makro lensler olarak geçmektedir. Makro objektifler genelde kısa mesafeden çalıştığı için, yüksek resim ölçekleri (1:1) almak mümkündür. Örneğin; 36mm büyüklüğündeki bir örümcek, bire bir (1:1) resim ölçeğiyle tam boyut (36 mm × 24 mm) algılayıcıyla çekilirse, bütün kareyi doldurur. Mesela 5:1 resim ölçekleri, resimdeki 5mm gerçekte 1mm demektir. Bu bilgiden hareketle Zülfü beyin fotoğrafı teknik olarak "makro" sayılmıyor. Anladığım kadarıyla Nikon 50mm f 1.8 D ile çekilmiş. Bu lensin büyütme oranı, 1:6.6. Yani büyütmek bir yana cisimleri 6.6 defa daha küçük olarak sensöre yansıtıyor.

Yukarıdaki söyleşilerde bir "dış çekim" parametresinden söz edilip duruyor. Burada kast edilen gün ışığında çekim ise bir cep telefonu kamerası da gayet iyi performans gösterir. Önemi olan zor ışık koşullarında DSLR makinelerimizin ne yapıp ne yapamadıkları değil midir? Gerek ISO başarısı gerekse görüntü kalitesi olarak Canon un bu 760D modeli D5500 a göre oldukça geride kalıyor. Şu anda gözler 80D üzerinde. İkinci konu, Canon lenslerin ekonomik olması ise oldukça su götürür bir konu. Ekonomik standart lensler her markada var. Ayrıca lens bir tüketim malzemesi değil. Sürekli satın almanız gerekmiyor. Her iki markada da hatta diğer markalarda da her bütçeye uygun kalitede ürünler var. Hangisi hoşunuza gittiyse o iyidir. Hoşlandığınız bir body elinizden düşmez, hoşlanmadığınız ile fotoğraf çekmekten soğursunuz.

O zaman aksi ihtiyarın o meşhur sözünü hatırlayarak soralım; hangi daktiloyu kullanırsak iyi bir roman yazabiliriz?

Konu açılalı 72 saat oldu. Benim bir fotoğrafı seçmem ve o fotoğrafı çeken kişinin yeni konuyu belirlemesi gerek. Katılanların hemen hepsi de konu ile uyumlu fotoğraflar. Hangisi olsa diğerine haksızlık olacaktı. Tek fotoğrafla katılarak kurallara en çok uymuş olan Selim beyin fotoğrafını seçiyorum. Gerekçeleri zaten konuştuk o nedenle bu sefer ayrıntılı gerekçemi pas geçiyorum. Selim bey buyurun konu belirleme sırası sizin. Katılımın olabildiği kadar çok olacağı bir konu seçerseniz sevinirim. 72 saat sonunda da en çok beğendiğiniz fotoğrafı neden beğendiğinizi il mesajda belirtilen çerçevede ilan edin ki atölyemiz devam etsin.

Ben 1.4 G olanı kullanıyorum. Nikonturk Atölye başlığında paylaştığım fotoğrafta bokeh kalitesi hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.Benim body üzerinde standart zoom lens yerine bu 1.4 prime lensi takılı tuttuğum için ve tabii D3300 body kullandığım için G lensi tercih ettim. Aslında D ve G lensleri ayıran en önemli özellik, D lerde olan diafragma ayar halkasının G lerde olmayışı. Günümüzde üretilen bodylerde bu bir artı olmaktan çıkmış görünüyor. Öte yandan photozone.de nin yaptığı analiz sonucu G olan en yüksek puanı almış ve "highly recommended" payesine erişmiş bir lens. Buna rağmen ben sizin yerinizde olsam D olanı tercih ederim. Aradaki fark gerektiğinde "işlenerek" kapatılabilir.

Mehmed bey, yukarıda olduğu gibi, youtube a yüklenmiş kendinden menkul,reklam amaçlı düzenlenmiş videolar yerine, laboratuvar (DxOMark) ya da hem laboratuvar hem de alan değerlendirme- ölçümleriyle daha objektif skorlama yapan (photozone.de ve dpreview, vs) kuruluşların adreslerine başvurmak daha sağlıklı yanıt almamızı sağlayabilir. Yasin arkadaşımızdan da bu vesileyle rica etmiş olalım; referans olabilecek kuruluşlar dışında hoşuna giden her videoyu referans olarak paylaşmamaya özen göstersin. Bizi oldukça yanıltabilir. Sorunuzun yanıtına gelince; evet 50 mm f 1.4 G olan lens çok özel, Nikon un yaptığı en iyi lenslerden biridir.

Yakup bey bu fotğraf hedefi vurmuş. Arkplan flu ve hoş hareler var. Üzerindeki başak ise net alan derinliği içinde. Elinize sağlık

Arkadaşımız, fotoğraf yüklemek için çok büyük olanların (4-5 MB) boyutunu küçültüp mü yüklememiz gerekiyor diye sormuştu.

Madem atölyedeyiz, fotoğraf terminolojisi konusunda da konuşalım derim. Emre beyin bu, son gönderdiği fotoğraf ta sığ alan derinliği ile arkaplanın hemen tamamen bulanıklaştığı, net alan derinliği içindeki çay bardağının hemen hemen tek başına izlenir olduğu ve arkaplanda kimi yansıyan ışığın bulanık hareler dahi yaparak "blur"oluşturduğunu söyleyebiliriz. Yani bokeh tanımı için uygun bir fotoğraf olduğunu söyleyebiliriz. Kimileri bulanık arkaplanda benim fotoğrafımdaki gibi yuvarlak haleler bokehtir der, bu da doğrudur. Yakup beyin fotoğrafında ise arkaplanda ne olup bittiği oldukça anlaşılır olarak görünüyordu. Yani konu alan derinliği, arkaplanın bulanıklaştırılması ve bu bulanık alanın ne kadar başarılı bulanıklaştırıldığı konusu. Ben geniş diafragma açıklığı ile bunu sağlarken Emre bey tele zoom ile başarmış. Her iki yöntem de geçerli.

Yakup bey güzel fotoğraf ama bokeh için iyi bir örnek olduğu oldukça su götürür. Önümüzde daha iki gün zaman var. Amacımız zaten fotoğraf çekmek değil mi. Hem bu vesileyle hatırlatmış olalım, konuyla doğrudan ilgili olmayan fotoğrafların silinmesi kuralımız var, bu fotoğraf gerçekten güzel, yazık olmasın. Tekrar başka vesileyle değerlendirelim.

Gün ışığında otomatik beyaz ayarı işinizi gayet iyi görür.

O konuyu (fotoğraf boyutu konusu) Kemal beye sormalıyız. Sanırım web sayfası kendisi yüklerken belli bir boyuta indirerek kaydediyor. Fotoğrafta, bokeh te güzel.

Tele zoom onjektifin hakkını veren güzel bir fotoğraf. kadraj, kompozisyon, renkler gayet güzel. Işık konusu biraz sorunlu. Portresini çektiğimiz bu arkadaşımızın gövdesi gölgede kaldığı için detay zor seçiliyor. Bokeh veren yansımaların ise bulundukları zeminle kontrast az olduğu için biraz zor farkediliyor ama bence olmuş. Benim hoşuma gitti. Elinize sağlık.

Bokeh kalite farkını gösterebilmek için biraz önce bu fotoğrafı çektim. Muhtemelen aynı exif değerleriyle (1/60 sn, ISO 100, f 1.8, ) bu sefer ucuz Canon 50mm 1.8 yerine üç misli pahalı (gene de hala ucuz sayılıyor) Nikon 50 mm 1.4 G çektim. Arkada görünenler bir yılbaşı çamı süs ışıkları. Yuvarlakların homojenliği ve keskinliği belirgin olarak görünüyor. İşte bokeh kalitesi dediğimiz, aradaki fark bu. Hani çoğu zaman arkadaşlarımızın sorduklar, o mu yoksa bu mu sorularına verdiğimiz yanıtların nedeni.

Nihat bey, ben kendi fotoğrafımı, portre olarak beğendiğimi söylemiştim. Ama konuşulması gereken konular elbette var. Beğenme nedenim, portre olarak çekilen kişinin kişiliğini ve o andaki ruh halini çok iyi yansıttığını düşünüyor olmam. Mekan hakkında bilgi de veriyor, Işık konusu da çok sorunlu değil. Ancak bokeh konusu donanım hakkında önemli ipucu veriyor. Objektif 50 mm f 1.8 Canon du ve işte "ucuz etin yahnisi" bu kadar oluyor. Işıklar yuvarlak ve belirgin değil, amorf ve patlamış görünüyorlar. Ben de arkadaşımın sol kulağında koca bir ışık patlatmışım. Exif olarak sadece odak uzaklığını hatırlıyorum, 50 mm . Nuhtemelen diafragma da 2 ya da 2.8 değerlerindedir. Google arşivinden o bilgileri alamadım.

Yakup bey elinize sağlık. İnsanın içinden hemen sandalyeye çöküp bir bardak çay içesi geliyor. Burası neresidir, ne zaman çektiniz bizimle paylaşabilir misiniz? Ayrıca, Ordu'nun olağanüstü güzellikler barındırdığını biliyoruz. Bizimle daha çok fotoğraf, özellikle de güzel hemşehrilerinizin de olduğu fotoğrafları paylaşırsanız çok mutlu oluruz.

enstantane uzadığında elde çekimlerde olur netlik kaybı. hatta tripotta bile olabilir.

Bu konuya da olumsuz örnek olarak kendi çektiğim bir fotoğrafı göstermek isterim. Bu görünen Beyşehir deki Eşrefoğlu külliyesine ait bina. Öğle vakti patlayacak diye CPL ile çektim. Objektif odak mesafesi yanlış hatırlamıyorsam 15 mm. Yani, ultra geniş açı. Gördüğünüz gibi ekranın yarısı diğer yarısına göre neredeyse 2 stop fazla pozlanmış..

Bu, ilk konuda aslında yanlış fotoğraf tercihi ile başladığımı fark ettim. Hastanedeki bilgisayarımda pek seçenek yoktur diyordum ki Google fotoğraflar arşivi imdadıma yetişti. Hatırlarsanız çekim teknikleri ve donanım hakkında da konuşalım demiştik. Şimdi vereceğim örnek aslında (bence ) başarılı bir portre. Bu fotoğraftaki bokeh üzerinde daha çok konuşulmaya değer. Şekil ve bokeh kalitesi burada donanım-malzeme konusunda daha çok ipucu veriyor.

Ben de Nihat beyin fotoğrafı için bir iki kelam edeyim. Çünkü üzerinde konuşmaya değer, güzel bir fotoğraf. Bu da ikinci kuralımız olsun mu? Yani beğendiğimiz fotoğrafları konuşalım. Aksi taktirde gereksiz alınganlıklar olabilir. Öncelikle neden beğendiğim ile başlayayım; Nihat beyin fotoğrafında pastel tondaki renkleri ve puro ateşinin kattığı hareket mi diyeyim, o etkiyi beğendim. Bunun dışında konumuz olan "bokeh" için aynı benim fotoğrafım gibi, çok iyi bir seçim olmamış diye düşündüm. Sol omuz üzerindeki parlayan tek nokta hariç Net alan derinliği az olan hızlı bir lensle çekilmiş ve güzel fotoğraf olmuş. Ama ben daha çok şöyle arkaplanda parlayan ışıklar filan olan fotoğraf bekliyorum. Neyse, daha 3 gününüz var. Bakalım neler gelecek.

Nihat bey, kuralları istediğimiz gibi oluşturabiliriz. İsterseniz şimdilik öyle, tek fotoğraf yapalım ki arkadaşlarımız paylaşırken biraz daha seçici olsunlar. Olmaz mı?

Editörler arasında -sürekliliği olan- bir atölye çalışması konusu gündemde idi. Amaç, donanımdan ziyade fotoğraf üzerine konuşmak ve tartışmak. Önceki tecrübeler çok olumlu değildi. Genellikle eleştirilerin kırıcı ve kişisel algılanması nedeniyle süreklilik sağlanamaması gibi bir soruna yol açmış olması kaygısı dillendirildi. İşte bu kaygıyı ortadan kaldırmak için, yani bir fotoğrafı değerlendirmek için o fotoğrafı ya da fotoğrafın herhangi bir özelliğini beğenen üyelerimizin değerlendirme yapmasını amaçladık. Atölye çalışmasını şu şekilde planlamayı düşünmüştük: Fotoğraf paylaşılacak konuların belirlenmesi ve her 72 saatte konunun değişmesi. Kurallar şu şekilde: 1. Forum üyelerinden biri bir konu belirler ve katılmak isteyen üyeler o konuda 72 saat boyunca fotoğraf yüklerler. 2. Konuyu belirlemiş olan üye, 72 saat sonunda en beğendiği fotoğrafı gerekçeleriyle açıklar. O fotoğrafı çekmiş olan üye de yeni konuyu belirler.. Objektif bir değerlendirme olması bakımından, - Teknik - Renk - Kontrast - Keskinlik - Kadraj - Kompozisyon - Genel değerlendirme başlıkları kullanılabilir. Değerlendirmenin sağlıklı olması için fotoğrafın nerede, ne zaman çekildiği ve exif bilgileri paylaşılması katkı sağlayacaktır. 3. Konu, herhangi bir nedenle açıklanamaz ya da katılım olmazsa forum yönetimi yeni bir konu belirler. 4. Fotoğraflar, Nikonturk web sayfası Fotoğraf Galerisi nden ya da forum fotoğraf yükleme kurallarına uygun olarak uygun formatta bilgisayar, vs ortamından yüklenmelidir. 5. Seçici üyeye kolaylık olması nedeniyle sadece bir fotoğraf yüklenmelidir. Daha fazla fotoğraf paylaşmak istendiğinde" değerlendirme dışı" olduğu belirtilmelidir. 6. Konuyu belirlemiş olan üye dışında da yorum yapmak isteyen üyeler 72 saat boyunca neden beğendiklerini ve hangi konularda katkı yapmak istediklerini açıklayabilirler. 7. Konu dışı ya da Nikonturk web sayfası, forum kuralları dışında yapılan paylaşımlar forum yönetimi tarafından kaldırılacaktır. Ben ilk konuyu BOKEH olarak ilan edeyim ve lütfen sizler de önümüzdeki 3 gün bu başlığa uyan fotoğraflarınızı paylaşın. İlk fotoğraf ta benden gelsin. Bu fotoğrafı yanlış hatırlamıyorsam Canon 50mm f 1.8 ile çektim. Renkler ve ışıkta sorun yok ama tam ortadaki büyük nazarlıklar net olmayınca (hemen sağdakine odaklanmışım) üzülmüştüm. Çöpe atmaya da kıyamamışım. Ne de olsa kirli çıkıyım

Sebahattin bey, ben de zamanında donanıma epey yüklenmiş birisi olarak arkadaşlarımın bu donanım takıntılarına üzülüyor ve muhtemelen biraz fazla tepki veriyorum. Emre arkadaşım çok yeni ve düşünceleri, paylaşımları eylemlerinin gerisinden gelecek kadar heyecanlı ve sabırsız. Hatırlarsanız geniş açı diye 10-20 ultra geniş açı lens aldıktan sonra da filtre konusunu açmıştı. Öte yandan şu ana kadar çekim teknikleri, ışık, renk, kadraj, kompozisyon konularında hiç soru sormadı. Açıkçası ben paylaştığı fotoğraflarını görmedim, tarzını da bilmiyorum. Çok genel ve çok afaki konuşuyoruz gibi geliyor bana. Acaba Nikonturk üzerinde bir atölye başlığı mı açsak, ne yapsak? Arkadaşlarımız öncelikle kendi fotoğraflarını belirli bir format üzerinden değerlendirip eleştirseler. Donanım eksikleri ya da yanlışları var mı, yok mu görseler? Görsek?..