
muhammed ayter
-
İçerik sayısı
451 -
Katılım
-
Son ziyaret
-
Gün Kazandı
14
İçerik Türü
Forumlar
Galeri
Profiller
Takvim
Fotoğraf ve Dijital Dünyadan Haberler
Kütüphane
t-Shirt
Videolar
Yazıları bölümüne muhammed ayter kullanıcısının eklediği içerikler
-
-
On 27.09.2019 at 16:58, mehmet yazdı:
Gümrük muafiyeti Haziran 2019'da kaldırıldığından kaç liralık alım yaparsanız yapın vergi ödeyeceksiniz.
Muafiyet kaldırılmadan önce 22€ ya kadar olan (kargo dahil) alışverişlerden gümrük vergisi alınmıyordu.
Şunu söyleyeyim gümrük ödeyerek Amazon USA dan aldığım ürün ülkemizde ki fiyatından ~%40 daha ucuza geliyor.
Merhaba
Belli bir kıstas var mı vergi oranlarında? Örneğin Nikon D850 getireceğim, yada 200 dolarlık ucuz bir lens getireceğim. Bunlara ödemem gereken vergiyi, dolayısıyla tam olarak maliyetini hesap edebilir miyiz getirmeden önce?
Teşekkür ederim.
-
On 02.08.2019 at 01:38, mgurbuz yazdı:
d810 olan makinamı güncellemeye çalışıyorum bütün talimatları yerine getirdim en son güncelle- değiştir ekranı açılıyor ''ok '' tuşuna basmama rağmen herhangi bir tepki vermiyor... yardımcı olursanız sevinirim
Merhaba
Yazılım söz konusu olunca mühendisler bile reset yolunu her zaman bir çare olarak görür.
Yazdıklarınıza bakılacak olursa size şu koşullar altında kimse yardımcı olamaz, sanıyorum.
Çünkü her şeyi yapmış görünüyorsunuz.
Her şeyi yaptığınız halde bir hata alıyorsanız eğer, bu durumda, kanaatimce iki yol kalmıştır.1- Son bir kez şansımı denemek.
2- Servise gitmek.Servis cepte. Her zaman oraya gidebilirsiniz.
Ama Servise gitmeden önce son bir kez şansımı deneyeyim derseniz şayet, sizin yerinizde kendim olduğunu varsayıyorum, şunları yapardım:
(Tabii makinenizin çalıştığını varsayıyorum.)
1- Pili çıkart. Yani makinenin tüm elektrik bağlantısını kes. Bu şekilde en az beş dakika elektrik verme; yani pili takma.
2- Çıkarttığın pili tam olarak şarj et.
3- Şarjı tamamlanmış dolu pili makineye tak.
4- Makineyi fabrika ayarlarına resetle.
5- Reset işleminden sonra makineyi kapat - 11 saniye bekle - ve makineyi tekrar aç.
6- Kartı formatla. (Kartı sorunsuz formatladığından emin ol)
7- Makineyi kapat. Kartı çıkar. Ve buradan sonra Nikonun sayfasındaki talimatları satır satır eksiksiz uygula.Ben olsaydım bu şekilde yapardım.
Yoksa bu adımlar Nikon' un yada yetkili bir mercinin talimatları değildir.
Bu adımlardan da bir sonuç alamazsam doğru servise giderdim.Saygılar.
-
Mesajı silemediğim için, bari Düzeltme Metni gibi bişiy yazıyım
Alperen atamer' in mesajını yanlış anladığımı farkettim. Her nasılsa, ürün fotoğrafçılığı gibi algıladım. Arkadaş "uçak fotoğrafçılığı" ndan bahsediyormuş meğer.
Dolayısıyla, konuyla ilgili bir önceki yazmış olduğum mesaj hükümsüzdür.
Yanlışlıktan dolayı hoşgörü ve anlayışınız istirham olunur.
Saygılarımla.
-
Aşağıdaki ürünlerin hem fiyatları uygun, hem amaca uygun, hem de imaj kaliteleri uygun.
- Nikon AF-S DX Micro NIKKOR 40mm f/2.8G
- Nikon AF Nikkor 35mm f/2D
- Nikon AF-S DX Nikkor 35mm f/1.8G
- Nikon AF Nikkor 50mm f/1.8D
- Nikon AF-S NIKKOR 50mm f/1.8G
2. El fiyatları yaklaşık olarak dediğin fiyat aralıklarında.
Bütçeyi biraz daha zorlayabilirsen seçenekler bir kaç tane daha artabilir.
600 - 700 TL lik bütçe için acizane önerimdir.
-
Merhaba Öner bey.
Serviste garanti süresinde olduğu için ücret almadılar.
Dışarıda sensör temizliği ücretinin makine modeline göre alındığını hatırlıyorum. Bendeki eski bir bilgi. Şu gün itibariyle durum nedir bilmiyorum.
Zaten Hayyam çarşısı başta olmak üzere, internette bir çok adres bulabilirsin.
Yine eskiden hatırladığım kadarıyla, üst model makinelerde dikkat çekici bir fiyat istiyorlar. Yani neredeyse aracın 10.000 bakımı gibi hatırı sayılır rakamlar kalmış aklımda.
(oran anlamında yani. Örn. 100.000 TL lik bir araç için bakım ücretinin 1.000 TL olduğunu düşün; 15.000 TL lik bir fotoğraf makinesi için de aşağı yukarı 150 TL den aşağı istemezler sanırım)
Ben sensör temizlemesini bilmem. Kimileri çok kolay olduğunu söylese de, bence el becerisi gerektiren bir iş.
Acizane önerim, kendine güvenen arkadaşların bu işi güvenilir birilerinden öğrenip kendilerinin yapması.
Ama dışarıda yapmak icap ediyorsa, yine referanslı, güvenilir bir yerden yaptırmak.
Saygılar.
-
Ekipman yardım
ile Stüdyo
Öncelikle benim - profesyonel meslek anlamında - bizzat üzerinden para kazandığım bir fotoğrafçılık deneyimim yok. Bu yüzden fotoğrafçılık mesleği icra eden arkadaşlar lütfen yanlış anlamasınlar.
Ancak aşağı yukarı fotoğrafçı arkadaşların ürün / hizmet gamı bellidir. Eminim sen de biliyorsundur. Zira Grafik & Fotoğraf okumuşsun. Yani açmayı planlamış olduğun işletmede neler üretip neler satacağını biliyor olduğunu düşünüyorum.
Böyle bir giriş yapmamın amacı şudur: Para kazanmak amaçlı yola çıkmış bir kişi, ki bu esnaf olabilir, tüccar olabilir.. Her ne olursa olsun öncelikle vitrininde satmayı düşündüğü ürün / yada hizmeti hazır etmesi gerekir. Ve makine ekipmanı da buna göre temin etmesi gerekir.
Örneğin bir çay ocağı işleten bir esnafın vitrininde - ortalama - Çay, Kahve, Ayran, Meşrubat, Su vardır.
(Çok basit anlamda bir Çay Ocağı İşletmesini örnek vermek istedim. Çünkü daha kolay ifade edebileceğimi düşündüm. Sen buradan bu örneği kendi mesleğine uyarlarsın)
Şimdi bu ürünlerden hepsini ayrı ayrı ele almayacağım. Sadece "çay" ürününü ele alarak senin durumunu bir simüle edelim.
============================
1- Çayı demleyip bir termosta çay ocağına getirip müşterilere satabilir ve bu şekilde para kazanabilirsin.
Bunun için asgari ne gerekli?
11-Ocak
12-Su kaynatmak için tek göz bir çaydanlık
13-Çay
14-Su
15-Şeker
Güzel.. Buraya kadar her şey yolunda. Ve biz ilk çayımızı demleyip müşterilere satmaya başladık.
Ancak bir çok müşteri çaydan memnun iken; bir müşteri aynı çayı beğenmedi.
Çünkü O az demli istiyor.
Ee? Ne olacak şimdi?. Sende sadece suyu kaynatıp termosa demlediğin Tek Gözlü Bir Çaydanlık var.
Ama Demlikli bir Çaydanlık olsaydı daha fazla çeşitte çay satabilecektin..
O halde hemen gidip bir de Demlikli Çaydanlık satın alalım.
Artık Az Demli, Çok Demli, Normal Demli olmak üzere çok çeşitli çay elde edebiliyoruz. Neden? Çünkü Tek Göz Demlik yerine, Demlikli Çaydanlığa sahibiz.
Öte taraftan müşterilere çay servisi yaparken toz şeker kullanıyorsun. Bu da hem müşterilere hem sana zorluk çıkartıyor. Bunun üzerine gidip kesme şeker alıyorsun.
Ancak kesme şeker alınca gidip bir de şekerlik alıyorsun.
Zaman geliyor, Demlikli Çaydanlıkta kaynattığın su bir başına artık yetmiyor. Bunun yerine gidip Kazan alıyorsun.
Kazan alıyorsun, ama işlerin yoğunluğundan kazana su ilave etmek için onu sürekli takip etmen gerekiyor. Bazen edemiyorsun. Nee? Kazanda su mu bitti? Ne ara bitti.?
Şimdi yeniden su kaynayana dek bir sürü müşteri çaysız kalacak. Vs. Dolayısıyla işleri aksatıyorsun.
Bu iş böyle olmayacak, en iyisi Kazana otomatik su takviyesi yapan ısı ölçerli bir sistem satın alıyorsun.
Zamanla rakiplerin senden daha cafcaflı hizmetler veriyor. Müşterilerini kaybediyorsun. Müşterilerine farklı farklı atraksiyonlar, cazip hizmetler sunman gerekiyor. Bunun için mevcut çay takımlarını değiştiriyorsun. Gidip daha fiyakalı, daha havalı takımlar alıp müşterilere daha prestijli hizmetler sunuyorsun.
Vs... Vs...
Özetle bir çay deyip geçmemek gerek.
Çayından kahvesine, şekerinden suyuna kadar aslında bir dünya derdi vardır.
Ama tabiiki, bizim konumuz çayın DERDİ DEĞİL ELBETTE.
Neyi vurgulamak istedim?
Bir çay ocağı açmak istiyor isen hesap etmen gereken detaylar, en azından ÇAY SEVİYESİNDE bunlar ve dahası...
Ee..
Ne yapalım şimdi?
Bir çay satmak için bunca hesap kitabın bizim fotoğrafçılıkla ve ekipmanla ilgisi nedir?
Şudur:
Amaç Çay Satmak ve Para Kazanmak ise:
- Bunu bir TERMOSLA başlayarak ta yapabilirsin.
- Yada bir DEMLİKLİ ÇAYDANLIKLA başlayarak yapabilirsin.
- Yada bir KAZANLA, hatta gelişmiş teknolojiye sahip, yani kazandaki suyun ısısını kendi otomatik ölçüp suyunu kendi dolduran GELİŞMİŞ BİR KAZANLA da yapabilirsin.
Yani Bu tamamen senin vizyonun, hedefin ve bütçenle ilgili konudur. Bence burada kararı tamamen sen kendin vermelisin. Zira kimse, riskini senin kendinin üstleneceğin bir hususta senin kadar sağlıklı bir karar veremez.
Umarım ifade edebilmişimdir. Umarım faydalı olur.
Eh, ben de bir işletmeci gözüyle meseleye böyle yaklaşabiliyorum
-
Ekipman yardım
ile Stüdyo
Bence öncelikle bir bütçe belirlenmeli. Mevcut bütçeye göre ekipman temini aşamasına geçilebilir.
Benim şahsen tahminim - ki en kaba başlıklarla söylüyorum - şöyle olabilir;
- Fotoğraf makinesi: İşini görecek bir makine ikinci el piyasasından 2-3 bin TL ye APS-C sensörlü fena değil bir makine bulabilirsin. Bununla ciddi işler yapabilirsin.
- Lens Seti: Geniş açı + 50mm + Telefoto + Zoom Lens ki bunlardan bazılarını amacına göre tabii, ihtiyaç duymayabilirsin. "Dış Çekim" dediğin için hepsini yazdım. - İkinci el piyasasından yaklaşık 6-7 bin TL ye bulabilirsin.
- Işık Seti - Yİne ikinci el piyasasından işini görebilecek bir set ( 2 veya 3 adet flaş + belki bir deveboynu + 3 -4 tane şemsiye ve / veya softbox) en düşük koşullarda 5-10 bin TL arası diyelim.
- Aksesuar: Aksesuar deyip geçmemek lazım. Yaptığın işe göre veya yapmayı planladığın işlere göre dünya para tutar. En azından bu işin Pili, şarj aleti, kayıt cihası, battery grip vs + uzaktan kumandası, çantası, L Bracketi, Tripodu, Yazılımı, Laptopu vs...Ama bu aksesuar konusunun şöyle bir esnekliği söz konusu. Belli asgari ihtiyaçlar ki, bunlar makineyle birlikte zaten gelir; pil , şarz aleti gibi. Ama bunun yanında bir de kayıt için sd kart oldu mu yeter. Diğerleri konfor amaçlıdır. Örneğin uzaktan kumandan yoksa makinede bu işe alternatif çözümler üretebilirsin. yADA filtrelerin yoksa, yazılımla bu işe çözümler üretebilirsin. gibi gibi..
Netice itibariyle aksesuar işine de minimum bir 2-3 bin tl harcaman gerektiğini varsayalım.
TOTAL OLARAK: 15-20.000 tl gibi bir rakamla bir odayı stüdyo yapabilir, dışarıya çekimlere de gidebilirsin.
Ama benim daha fazla param var diyorsan. Bu işin ucun (tabii senin tecrübeli olduğunu varsayarak söylüyorum.) 100-150-200.000 TL lere kadar gidebilirsin. Elbette çok çok daha yüksek paralara uçuk sistemlerden de söz edilebilir. Ben bu kısma hiç girmiyorum.
(İşi sadece orta seviye bir fotoğraf hizmetleri sağlayan; yani sadece ham fotoğraf çekiminden işlenmiş bir fotoğraf ortaya çıkarmak için gerekli süreçleri yöneten bir firma olduğunu varsayarak, ama sadece fotoğrafla ilgili (kamera+lens+ışık+aksesuar) kısmının taslak bütçesini çıkarmaya çalıştım.
Bu rakamlar tabiiki, ± 10% lara kadar oynayabilir. Yani belli değişkenler ve belli kararlara göre bu rakamlar belli oranlarda değişiklik gösterebilir.
Maksat kabaca fikir sahibi olmak.
-
1
-
-
Teşekkür ederim Sebahattin bey. Saygılar
-
Konuyla ilgili bir cevap alamadığıma göre, demekki bu konuyu benim gibi dert eden yok anlaşılan
Bu durumda konuyu kapatmak ta herhalde yine bana düşüyor.
Yukarıda bahsetmiş olduğum konuyla ilgili Nikon' un İkitelli' deki servisine gittim.
Durumu anlattım. Ve görüşmemiz neticesini siz değerli arkadaşlarla paylaşmak istedim.
Olaki, bir gün bu konuyu benim gibi takıntı yapan arkadaşlar çıkar.
Maksat onlar da istifade etsinler.
Serviste söyledikleri birinci husus şu:
1- Sensör tozlanması / veya lekelenmesi kullanıma, kullanım koşullarına bağlı bir durum.
Eh, bir çoğumuz zaten böyle biliriz. Lakin 2 aylık ve henüz 1.000 kare fotoğraf çekmiş bir sensörün bu kadar kirlenmesi normal midir?
Cevap:
- Evet mümkündür. Çok daha kötü şekilde bile olabilir. Bir çok sebep sayılabilir. Lensin odaklanması sırasında bile içeri bir şeyler girebilir. Yani lensin motoru odaklama yaptığı sırasında içeride oluşturmuş olduğu basınçtan kaynaklı sensöre bişiyler kaçabilir. Vs. vs.. Arkadaş daha bir şeyler saydı, ama hepsi bildiğiniz şeyler. Ben sadece ilginç bulduğum bilgileri burada paylaşmak istedim.
2.- İkinci ilgimi çeken husus:
- Sensör temizliğini kontrol etmek için bir çok kaynakta 22 diyafram kullanılması söylenir. Ki ben de öyle yapmıştım. Servisteki arkadaşın dediği ise 16 diyafram kullanılması gerektiğidir. Zira Nikon' un eğitimlerinde öğrettikleri bilgi böyleymiş.
Bunu da paylaşıyım dedim.
3- Üçüncü ve son olarak Sensörünüzün temizliğini kontrol etmek için ya bilgisayarda mavi bir ekran açıp oradan 16 diyaframla bir kare çekip bakın. Yada diğer yöntem ki, bu sadece serviste var sanıyorum. O da özel bir ışıktan bahsetti arkadaş. Benim ekteki resimde sensörümün son durumunu gösteren kare bu ışıkta çekilmiş.
Hasıl-ı Kelam Sensörüm temizlendi. Ve ben de ikna oldum. Neticede sensörüm temiz görünüyor.
4- Son olarak dedim gerçi, ama bu da 4. son olsun. Bir de şu bilgiyi paylaşıyım. Eminim bir çok arkadaşın merak ettiği bir ayrıntı olabilir.
- Sensör ne sıklıkta temizlenmelidir? (Kuru temizlemeyi kasdetmiyorum. Hani şu ilaçla ve fırça tarzı bir şeylerle bizzat sensörü sildikleri işlemden bahsediyorum. )
Yani kasdım şudur: Sensör sık sık temizlenirse belli bir zaman içinde deformasyon veya fonksiyon kaybı gibi bir durum söz konusu olabilir mi?.
Aldığım cevap ise:
- Hayır doğru yöntemle yapıldığı takdirde böyle bir şey söz konusu değildir. Öyle kişiler vardır ki, her çekim sonrası bile temizlik yaparlar.
=========================
Evet arkadaşlar.
Yukarda anlatmaya çalıştığım ayrıntılar Nikon Karfo Karacasulu' nun İkitelli' deki servisinde yaşamış olduğum diyalog ve edinmiş olduğum deneyimin ayrıntılarıdır.
Umarım birileri için faydalı olur.
Saygıılarımla
-
1
-
-
-
On 24.08.2019 at 10:46, ilkayyys yazdı:
Merhabalar. Uzun süredir kullandığım Canon u D7200 ile değiştirerek aranıza katılmış bulunuyorum. Genellikle Portre, manzara, arada bir makro, gece uzun pozlama ve pan fotoğraflar çekiyorum. Bu kapsamda kısıtlı but em ile edinebildigim lensler ve filtre,
Tokina 11-16mm f2. 8 pro dx II
Nikkor 50mm f1. 4G
Raynox DCR-250 Makro filter
Sormak istediğim şu ki, D7200 ve ekipman seçimim hakkında ne düşünüyorsunuz? malum takgez lensim yok, lensler de henüz elime ulaşmadı, deneme fırsatı bulamadım. Sigma/Tamron 17-50 gibi bir takgez daha almalı mıyım? Bu lensler bana yeterli olur mu?
D7200 makineniz hayırlı olsun. Bence Nikon' un aps-c sensörleri içinde en iyisi. (Hız ihtiyacınız; kuş fotoğrafı, spor muhabirliği vs, yoksa, yada 4K video istemiyorsanız)
Kaldı ki, kuş ta çekersiniz hızlı nesneleri de çekersiniz.
Özetle çok iyi bir seçim. Hatta ben de bir tane edinmek istiyorum. Özellikle seyahatlerde, ve genel amaçlı kullanım için harika.
Gelelim lens konusuna.
Bütçeniz uygunsa size tek önereceğim lens Sigma 18-35mm f/1.8 DC HSM Art LensTİR.
Türkiye' de 6.000 TL ler civarı. Yurtdışında 4.000 TL nin altında.
Bu lensle bir çok ihtiyacınızı görebilirsiniz. Acizane tavsiyemdir.
Saygılar.
-
Arkadaşlar herkese merhaba.
Uzunca bir zaman uğrayamadım. Bilmiyorum forum rajonu bu konuda ne der.. Ama eğer bu bir kusursa, tüm arkadaşların hoş görü ve anlayışlarını umuyorum.
Bir sorunum dolayısıyla tecrübelerinize danışmak istedim.
Ekte bir dosya yer almakta.
Tabii öncesinde, çok kısa bahsetmek isterim. Zira konuyla ilgili bu ayrıntıyı belirtmem gerek.
2 Ay öncesi Nikon D810 aldım.
(Bu arada bazı arkadaşlar "Senin zaten yıllar öncesi D810' un vardı diyecektir, eminim.
Hiç uzatmadan söyleyeyim: Onun üstüne bir Sony macerası yaşadım, dönüp dolayıp yine Nikon D810' da karar kıldım. Şimdi konuya dönüyorum.)
Bu Makineyi Karfo Karacasulu nun bayiisinden Resmi Garantili aldım.
Bugün bir vesileyle sensörü kurcalayacağım tuttu.
Merak ettim hani. Daha cillop gibi sıfır makine gerçi. Shutter 1200 civarı. Ama olsun yine de bir bakıyım. Acaba sıfır, temiz bir sensör nasıl ve ne kadar temiz olabilir?
Şok oldum desem yeridir.
Durumu en iyi ekteki dosya anlatacaktır.
Yani her taraf leke neredeyse, göreceğiniz üzere.
Şimdi sorum şu:
1200 civarı bir çekimde bunlar normal midir?
(Hiç öyle tozlu ortamlarda çekim yapmadım. Tamam manzara filan çektim dışarıda. Ama çektiğim ortamlar son derece temiz, toz toprak olmayan ortamlardı. Makinemi çekim yapmadığım zamanlarda çantasında ve fermuarı kapalı şekilde muhafaza ederim. Çoğunlukla 105mm f2.8G micro lens takılıydı üstünde. )
Amacım homurdanıp velvele yapmak değil. Bu durum normalse rıza gösterip çenemi kapatacağım. Yok şayet bu anormal bir durum ise Nikon ile ona göre konuşacağım.
Değerli tecrübeleriniz ve önerileriniz için şimdiden çok teşekkür eder, saygılar sunarım.
Uzun bir aradan sonra bütün arkadaşlara tekrar merhaba
-
On 28 Haziran 2016 at 10:21, Gökhan YAZICI yazdı:
A6300 kağıt üstünde x-t1 den iyi durabilir ama gerçekte bence değil. X-T1 artık oturdmuş pişmiş kullanıma hazır bir sistem.
Lens çeşitliliği hayli fazla. A6300 kendisi pahalı, lensleri daha pahalı.
Birde Fujifilm olaya biraz Canon gibi Nikon gibi bakıyor. X-T1 kaç senelik cihaz 2 firmware ile hala güncel tutuluyor. Sony ise 6ay da bir yeni modelini sürüyor.
A5000 almak istiyordum pahalı dedim almadım 5100 mü ne çıktı fiyatı düşsün alırım derken A6000 çıktı. Sonra A5000i beğenmez oldum, A6000 alınırmı derken A6300 çıktı şimdi A6000 için pusudayım ama bu sefer A7000 çıkartacak A6000 in cezbediciliği kalmayacak.
Sen bence fotokina falan boşuna bekleme.
Elinde D810 falan halen duruyorsa bu seriden uzak dur. Yüksek MP başa bela. Kullanması zor.
D750 güzel makinedir. Kullanımı daha kolaydır. Elde fotoğraf çekmek daha kolay olur D8xx serisi gibi insanı çok zorlamaz.
Mevcut Nikon lenslerin ve D750 bence güzel bir set olur.
Eğer benim gibi kameranın ağırlığından şikayetçiysen yanına ufak bir aynasız set alabilirsin ki bunda da öyle pahalı bişey olmasına gerek yok.
Samsung NX300 bile iş görür. Ben Samsung nx mini miydi neydi bişey kurcaladım biraz 1" sensörü var. Canavar gibi alet.
Aynasız sektöründeki markalar çok acımasızlar. Canon gibi Nikon gibi teknolojiyi gıdım gıdım dağıtmıyorlar.
Saol Gökhan.. Epey bi yorucu, ama aynı zamanda aydınlatıcı oldu. Eyvallah.. Değerli vaktin ve emeğin için tekrar teşekkür ederim. Uyarı ve önerilerini dikkate alacağım.
Diğer arkadaşlara da ilgi ve alakalarından dolayı ayrıca teşekkürler.
-
12 saat önce, Gökhan YAZICI yazdı:
Muhammed Abi merhaba.
Geçen aramıştın işteydim açamadım bi daha iftarda yemek yiyince aklıma geldin iftar vakti diye aramıyım dedim sonra yine unuttum, sonra yine iftarda hatırladım yine unuttum yine iftarda hatırladım. 3-4 gün böyle geçti sonra komple unuttum bu konuyu görünce tekrar hatırladım
Daha önce de söylemiştim.
Pentax çok iyi olabilir, hatta sınıfında rakipsiz olması muhtemel. Ancak Pentax şamar oğlanı oldu 40 tane el değiştirdi.
İlkkez bir fullframe gövde yaptılar ve absürd de bir fiyat koydular.
Uzak dur.
Defoları ortaya çıksın, fiyatı %30-40 düşsün o zaman alınır.
Ha o zamanda alınırmı aslında? Orası tartışılır.
Pentax sadece APSc sensörlü makinadan ibaret olduğundan full frame lensi yok denecek düzeyde. Olanlarda 1. dünya savaşı döneminden kalma.
Yeni yeni FF lensler çıkartıyor ki o çıkartmıyor. Tamron yapıyor.
Tamron un yeni nesil lenslerinde dahili titreşim engelleme sistemi var. Bu sistem sökülüyor, üzerine Pentax yazılıp fiyat etiketine %25 eklenip satılıyor.
Akıl mantık işi değil.
Sony A7R ii;
Ben dahil bir çok amatör manzara fotoğrafçısının hayali. Bir çok profesyonelin keyifli oyuncağı.
Ama çok para be
O para verilmez gibime geliyor. A7 ii süper bir kamera. A7r ii ye o kadar para vermek çok doğru gelmiyor bana.
Şahsen aynasız sisteme geçersem A7ii yada A7R olur Rii değil.
Ancak Sony camiasında da ekipman sıkıntı. Aksesuar yok zaten.
Lens dersen yeni yeni hepsi çıkıyor ama fiyatlar çok yukarıda çıkıyor. Ha çıkan lensler de çok güzel çıkıyor ama yinede aşırı derece pahalı.
Bu işten para kazanmayan bizler için pek doğru seçenek değil.
Gece olayında full frame tüm kameraların normalde mutlu mesut etmesi gerekir. Gece memnun etmeyen olay nedir? Noise ise D810 halen piyasanın en iyi iso performansı veren cihazlarından biri. A7Rii onun çok da üstüne çıkamaz.
Yüksek noise de renk alamamak sa bu gayet normal çünkü tüm kameralarda iso yükseldikçe dinamik aralık ve renk skalası daralır.
O yüzden iso 100 + tripod daima şarttır.
Senin elinde şuan ne ekipman var bence bu daha önemli. Bir ara satıyordun hepsini.
Elinde kalanlardan eminim güzel bişeyler çıkar ortaya.
D810 + 24-70 ve Fuji film X-T1 + zoom lens kombinasyonu belki sana uyabilir.
Saol Gökhan, bi sürü emek vermişsin. Çok teşekkür ederim.
Pentax' tan vazgeçtim. En azından şimdilik, senin de dediğin gibi. Hele defoları bir çıksın ortaya, belki sonra düşünülebilir. Zaten internetten okuduğum yorumlardan biri de aklımı iyice karıştırmıştı..
Öte yandan dediğin gibi, Sony A7R II nin düşük ışık performansı D810' dana daha iyi mi ondan tam emin değilim. Artı hakikaten çok pahalı; yani değer mi değmez mi bilemiyorum.
Şimdilik bu işi rafa kaldırıyorum.
En iyisi şu Photokina 2016 bir gelsin, bakalım neler çıkacak ortaya bir görelim..
Elimdeki nikonun lenslerini satmaktan vazgeçtim
Bakarsın Nikon D810S çıkartır, kimbilir belki gece işinde D810 dan daha iyi bir makine olur..
.. falan filan..
Hulasa, Büyük makine konusunda bekleyip görelim bakalım diyorum..
Bayramda kaçıyorum İstanbul' dan. Sanırım bu bayramı Sony A6300 ile geçireceğim . Sanki fuji X-T1 den daha iyi gibi, ne dersin?
-
7 saat önce, Sebahattin Demir yazdı:
Nette kendisiyle arkadaş olduğum ve D810 konusunda sıkça yazıştığım bir arkadaşım var adı Halim Zen.
Kendisi tüm fotoğraflarını D810 ile ve genellikle 16-35mm f/4 lensi ve ND filtreleri ile çeker.
Düşük ışıklı ortamları ve uzun pozlamayı tercih eder.
İnstagram hesabı "halimzen". Bir göz atın isterseniz.
Sebahattin bey, arkadaşın çalışmalarını inceledim.
Arkadaşların fotoğrafları hakkında yorum yapacak olursam haddimi aşarım
Şaka bir yana, arkadaş resmen aşmış yani.. Bir başka ifadeyle arkadaş bilfiil kendini bu işe adamış.. Neredeyse hiç bir tane normal fotoğraf yok. Hepsi mükemmel... Yani ben öyle buldum, gerçekten süper..
Eminim arkadaşa değil D800 / veya D810; D300 / D500 / veya bu segmentte bir makine bile versen eminim aynı kareleri belki kısmi renk kayıpları yada nisbi düşük keskinlikte de olsa, yani bir çoğumuzun kolaylıkla ayırt edemeyeceği küçük kayıplarla aynı çalışmaları aynı güzellikle eminim yine yapacaktır. Benim kasdettiğim şu: halimzen arkadaş adeta bir sanatkar (; zanaatkar değil! dikkat) veya sanatçı da denilebilir. Belki bir anlamda resim sanatçısına benzetilebilir. Yani herkeste olmayan Allah vergisi bir fotoğraf gözü var. Kadraj yeteneği var. Belli ki renklerle arası çok iyi. Elbette hem tecrübe hem doğal yetenek. Tabii bütün bu yetenekler tecrübe ve teknik donanımla bir araya gelince şahane eserler ortaya çıkıyor. Elbette bu çalışmaların çoğunda filtreler, fotoğraf işleme yazılımı, noice gidericiler vs., öte yandan fokus istifleme, iso istifleme, noice giderme vb. profesyonel tekniklerin olduğunu da hatırlamak gerek..
Bu arada önemli bir not: halimzen arkadaşın çalışmaları içerisinde dikkat edersen neredeyse hiç gece çekimleri yok. 90% dan fazlası yüksek dinamik aralığı ve yüksek renk derinliği isteyen çalışmalar var. Yani portre ve manzara.. Sadece bir kaç tane, yani tek tük gece çalışmaları var, onlardan birisi D750, birisi D800, birisi D810 ile çekilmiş.. Ve D810 ile çekilmiş olan D750 ve D800 ile çekilmiş olanlardan daha iyi değil.. Saygılar..
not: Ama D810' un dinamik aralığı ve renk derinliği gerçekten harika.. Bunu zaten kabul ettiğimi daha önce de söylemiştim..
-
3 saat önce, Şenol Ustabaş yazdı:
Muhammed Bey ;
35 senedir analog fotograf çekerim.Son üç senedir digital fotograf çekiyorum. Digital gövdelerden fazla anlamıyorum.İlk dıgıtal gövdemi buradaki dostların tavsiyesi ile aldım.(D700) Ekipmanlarınıza baktım; ve Nikon'un şu ana kadar ürettiği bana göre en iyi 20 lensten ikisine sahipsiniz. D810 kullanma şansım oldu.İlk 30 -40 karede benİm gibi yıllardır fotograf çeken birini bile sarstı inanın. Analogda 1/5O lerde güle oynaya çektiğim fotografları bu gövdede çekemedim.Yani orta formata kafa tutan bir gövde kullanıyorsunuz ve çok hassas..24-70 de elde 1/125,70-200 de 1/500 (vr kapalı) gibi değerlerde istediğim fotografları alabildim.D4S ve D4 te durum çok farklı geldi bana. Gövdenin size verdiği hissi tecrübe ile hissediyorsunuz. Analog kullanıyor gibi rahattım.Kısacası acizane fikrim; benim D810 dan sonraki ilk durağım(D810'u değiştirmek istediğinizi farz ederek) Nikonun tek sayılı segmenti olurdu.Tabii ben uslanmaz bir Nikon fanatiği olduğumdan dolayı tarafsız yorum yapamıyorum.Karar sizin. Fotograf gönül işi...Gönül kimi severse demişler..
Kolay gelsin ..Saygılar.
Şenol bey, bir detayın altını çizmekte fayda görüyorum. Zira yanlış anlaşılmak istemem.
D810' u küçümsüyorum gibi bir anlam çıkmasın kesinlikle. Ben D810' dan önce D800 kullandım. En azından D800 ile kıyaslayacak olursam bile D810 gerçekten harika, ve olağanüstü bir makine. Acizane değerlendirmem budur. Ama nedir o harika olan? Elbette dinamik aralık ve renk derinliğinden bahsediyorum. Yani ben D810 ile çektiğim manzara ve portrelerde kesinlikle çok mutlu olmuş biriyim. Yani kesinlikle manzara ve portre çekimlerinde beni tatmin etmişti.
Fakat D810 gece çekimlerinde maalesef, ya ben becerememiştim, ya da - acizane kanaatimdir - D800' den gerideydi.
Bunu söylemeye çalışıyorum.
Gerçi hala mümkün müdür, bilmiyorum. Ama söylemeye çalıştığım şu ki, hem portre, hem manzara, hem de gece çekimlerinde iyi olan, D810 segmentindeki tek makine Sony Alpha 7R II gibi..
Selamlar..
-
8 dakika önce, Yasin ÜYEL yazdı:
Muhammed bey kardeşim, biraz param olsa gözümü kırpmadan alırdım, sarılıp uyurdum, hayallerimin cihazı Şahsi fikrim, hangi dslr'ı alırsanız alın ki zaten D810 ile zirveyi görmüşsünüz ötesi yok yani, A7R2'yi tatmamak sizi hep huzursuz edecek. Carl Zeiss iş birliği ve daha da geniş bir lens yelpazesi ile geleceğin cihazını seçmiş olursunuz. Siz dslr romanını okumuşsunuz zaten.
Eyvallah Yasin kardeş.
Bu arada, mevzuyu bayaa bi ballandırmışsın hani
-
15 dakika önce, Yasin ÜYEL yazdı:
Konuşmalarınızda hep düşük ışık performansından dert yanmışsınız. Aslında olaya baya hakim birisiniz. Size akıl vermek benim çok haddime düşmüyor ama sizi ancak güçlü bir sensör paklar Gerçekten iyi bir sensör için bataryadan ödün verebilirsiniz. Ne olur, fazladan 3 batarya alırsınız. Hadi o fa külfet olur dediniz. E şimdi çok özür dilerim ramazan günü ama bir dilim güllüoğlu baklava mı yemeyi tercih edersiniz üç dilim merdiven altı üretim baklava mı? Siz fotoğrafta lezzet arıyorsunuz. Bence fotoğrafın lezzeti sensördür. Selahattin beyin de dediği gibi siz yelkeni açmışsınız ve biraz rüzgar arıyorsunuz. Ben aynasızların çok iyi cihazlar olduğunu düşünüyorum. Ve kısmet olur da bir gün ff almak istersem aynasız, lezzetli bir sensör alacağım.
Teşekkür ederim Yasin kardeş. Beni anlamış olduğunu düşünüyorum. Ve sanki dediğin gibi ibre Sony Alpha 7R II den yana doğru kayıyor gibi..
-
Sebahattin bey, D810' un gece performansı hakikaten kötü. Hatta bu konuda üstad Doğan bey de bir şeyler söyleyebilir. Umarım bu konuyu okursa O' da tecrübelerini bizimle paylaşır.
Bu arada, elbette D810' u neye göre değerlendirdiğimin de altını çizmek gerek. Yani ben kendim üst seviye olmasam da makine üst seviye makine
Tutup da giriş seviye bir makineye göre değerlendirirsek yada yarı profesyonel / veya bir tık altı seviyede bir makineye göre kıyaslarsak elbette D810' un düşük ışık performansı ve elbette diğer değerleri fevkalade.. Benim kasdım fotoğrafta netlik, keskinlik, kontrast, renk vs. takıntısı olan ve hakikaten - her ne kadar fotoğraf çekmek konusunda yetersiz de olsa ki, kendimi kasdediyorum burada
- fotoğraf gözü iyi olan ve profosyonel düzelde bu konuyla ilgili bir kişi için bence D810' un düşük ışık performansı zayıf..
Mesela ben evimde panasonic plazma izlerim hala.. Birçok insan belki de led tv izliyordur. Sanırım ne demek istediğimi anlıyorsundur Sebahattin bey..
Ama Sony' nin alpha 7R II si çok iyi görünüyor. Zira gece performansı konusunda iyi yorumlar okudum. Umarım öyledir. Keza D750 de öyle diyorlar.. vs. vs...
Bakalım, araştırmaya devam..
-
Şöyle bir alternatif te olabileceği aklıma geliyor.
Nikon D750 + elimdeki lensleri satma!
Tabii bu durumda gözüm Pentax k-1 de yada Sony Alpha 7R II' de kalır mı?
Veya D750 sattığım D810' dan portre ve manzara çekimlerinde daha kötü çıkar mı?
Araştırdığım kadarıyla düşük ışık performansı D750' nin D810' dana daha iyiymiş..
Gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğim.
Selamlar saygılar..
-
3 saat önce, Sebahattin Demir yazdı:
Muhammed bey,
Bildiğim kadarıyla elinizde Nikon D810 ve 14-24mm den başlayan f/2.8 Nano lenslerin tüm serisi var.
Dolayısıyla 70-200mm lensinizin nerede ne işe yaradığını biliyorsunuz. Onunla genellikle manzara çekilemeyeceğini, vapurda martı çekmek için yanınızda rahatlıkla taşınabilecek pek de uygun bir konfigürasyon olmadığını biliyorsunuz.
Sıkıntı elinizdeki donanımın yapmak istediklerinize göre büyükçe olmasıysa, neden aynasız gövdeler için bile 70-200mm istiyorsunuz?
Sizi bu soruları sormanıza iten sebep nedir?
Sebahattin bey, merhaba.
O bahsetmiş olduğunuz tüm seri için şu an bir müşteri çıktı. Komple hepsini satmayı planlıyorum. Tabii kafamdaki yeni alacağım alternatif çözümü oluşturabilirsem.
Yani eğer alacağım makine D810 olacaksa tabiiki komple takımı satmaktan vazgeçeceğim.
Eğer alacağım makine D810 değil de başka bir makineyse, yani başka bir markaysa o zaman komple Nikonu satıp başka takıma geçeceğim
Gelelim 70-200mm mevzusuna. 70-200mm de ısrar etmemin nedenine, bugüne kadar hiç 70-200mm kullanmadım. Gerçi benim amacıma en yakın çözüm 24-70mm dir. Ama 24-70mm şu ana kadar en çok kullandığım lens. 70-200mm ise hiç kullanmadım. Ayrıca 70-200mm ile de güzel manzaralar çekebileceğimi düşünüyorum. Elbette 24-70mm gibi olmaz. Ama yeterki güzel mekan olsun, yada kadraj yeteneğimi biraz daha geliştirebileyim. Sonuçta insanlar 100mm bile çok güzel manzalar yakalayabiliyorlar..
Neyse, hasılı kelam, özet olarak 70-200 ü tak-gez tarzında kullanmayı düşünüyorum. Zaten öte taraftan yetersiz kaldığı durumlarda Sony makinem var 13-50mm onu kullanıyorum... Sorun yok.
Ama benim burada ısrarla kılı kırk yarıp araştırmamın nedeni şu: Ben D810 u sattım. Neden? Çünkü düşük ışık (low light) performansını beğenmiyorum. D800 bence daha iyiydi. Hatta D800E daha daha iyiydi. Ben şahsen D810 u sırf bu yüzden sattım diyebilirim. O yüzden tekrar D810 u aslında almak istemiyorum. Bunun yanısıra Pentax K-1 çıkarmış. Fiyat ve performans olarak çok iyi. Epey bir araştırdım. Gayet güzel. Fakat hiç bir yerde low light performansına dair bir şey bulamadım. O yüzden çekiniyorum. Yani D810' un durumuna düşmek istemiyorum.
Öte yandan Sony' nin 42 mp lik super makinesi var A7R II . Ama onda da iki tane problem beni düşündürüyor. Videoda ısınma problemi ve batarya sorunu. Ama sensörü çok iyi.
Velhasıl.. Bir o yana bir bu yana dönüp durmaktayım...
Son olarak belirtmekte fayda var, önemsediğim detay şu ki, gece çekimlerinde D810 gibi çamur fotoğraf üretmesin. Dinamik aralığı yüksek olsun. Olsun da olsun işte
Elbette istediğim makineyi 100% bulma şansım yok. Ama istediğime en yakın özelliklerde bir makine yakalabilmek mesele.
Bu bakımdan ehil arkadaşların da yönlendirmesi ve teşvikleriyle, ya da bu makineleri kullanan birileri varsa, tecrübelerini paylaşırlarsa çok memnun olurum.
Herkese tekrar selam ve saygılar..
-
Merhaba arkadaşlar
Klişe bir başlık gibi görünse de siz değerli arkadaşların değerli fikirlerine danışma ihtiyacı duymaktayım.
15.000 tl (+/- 1.000 2.000 tl) lik bir bütçeniz var.
Fotoğraf zevkiniz: Manzara, portre, gece çekimleri, bazen vapurda giderken martı çekmek; ama tamamen kuş fotoğrafçılığına SOYUNMAK DEĞİL!
Seçenekler şunlar:
a- Pentax K-1 + 70-200mm lens alınır.
b- Sony Alpha 7R II + 24-70mm lens / veya 70-200mm lens alınır.
c- Nikon D810 + 70-200mm lens alınır.
d- Photokina' yı bekleyip öyle karar verilir.
e- Veya başka bir alternatif fikir.araştırılır.
Değerli önerilerileriniz için teşekkür ederim.
Not: Buranın bir nikon marka forumu olduğunun farkındayım. Ama fotoğraf aşkına başka markaların da müzakere edilebileceğini düşündüm.
Umarım yetkili arkadaşlar beni kovmazlar
-
Nikon D810S Hayırlı olsun:)
http://nikonrumors.com/2015/10/09/a-new-nikon-d810s-is-a-possibility.aspx/
-
ne kadar fiyatı
4.200 tl ye verdim gitti
"Sıfır ürün" ..
Diyeceğim, ama diyemiyorum. Maalesef sayılı da olsa 40-50 fotoğraf çekmişimdir.
Ancak sıfırdan daha temiz olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim
Ha, bir de halen 1.5 yıl Karacasulu garantisi mevcuttur. Asla grey market ürünü değildir
-
2
-
Bana en güzel 3-4 makine ve lens önerir misiniz
ile Nikon Genel ve Diğer Ürünleri...
gönderildi
Para önemli değilse önerim şöyle olacaktır:
(Ancak 2 3 değil; ben sadece tek makine önereceğim. En iyisi)
Makine:
Nikon Z7 II / 55 TL
Lens1 (Manzara Gün Batımı için):
NIKKOR Z 14-24mm f/2.8 S / 45 TL
Lens2 (Portre ve Kuş Fotoğrafları için):
NIKKOR Z 100-400mm f/4.5-5.6 VR S / 60 TL
Lens3 (Portre için alternatif):
NIKKOR Z 70-200mm f/2.8 VR S / 50 TL
Lens4 (Genel amaçlı):
NIKKOR Z 24-70mm f/2.8 S / 40 TL
Bunlar, tabiri caizse en babaları.
Fiyatlar da görüldüğü üzere, aynı şekilde baba fiyatlar.
Tabiiki performans ta baba performans olacaktır. Bunu da belirtmek gerek.
Ancak, ne yazıkki, tercihini Nikon' dan yana kullandığın zaman lenslerde alternatif çok fazla yok gibi.
Yani, var elbette. Ama çok rahat ve çok fazla yok maalesef.
(Kıstas daima "en iyisi" ve "para sorun değil" olarak kaldığı sürece bu böyle)
Tabiiki, FTZ kullanmak istemediğim için, benim tercihim böyledir.
Ancak FTZ kullanmak istersen -ki bu durumda optik performans belli bir oranda düşecektir- o zaman bir çok alternatif tabiiki olacaktır.