hüseyin özdemir

Evet değerli arkadaşlar, saygıdeğer büyüklerim ve sevgili kardeşlerim. yok mu arttıran demek istiyorum? biraz spesifik bir konu gibi gözükebilir ama illa kar olmasına gerek yok fotoğraflarda. izlediğimizde bize soğuğu hissettiren her fotoğraf olabilir kanımca Kış'ı bize gösteren.

Nihat hocam teşekkür ederim. bu fotoğrafımı değilde farklı bir kaç kadrajını daha önce paylaşmıştım. Soğuk bir kış gecesi evde otururken içimden gelen fotoğraf çekme isteği ile 23:30 gibi arkadaşımı arayıp beraber çıktığımız bir fotoğraf çekiminden bir kare. Benim belirlediğim konu KIŞ olsun. soğuk kış günlerini gösteren, ifade eden bir fotoğraf paylaşmanızı rica ediyorum. ilk fotoğraf benden gelsin. iyi seyirler. D7200+35mm 1.8 Manuel Mod f8 1/250 ISO:800

6D+Tamron 24-70 24mm Manuel Mod Diyafram:8 ISO:200 Enstantane:13Sn.

Atalay Bey Rica ederim. yaşı ve tecrübesi olan büyüklerimize, abilerimize her zaman saygımız sonsuz. forumda gayet güzel,seviyeli ve belli bir saygı çerçevesinde iletişim durumu hakim.bunu bozmayı istemem. ayrıca bilgi ve tecrübelerinizi paylaştığınız için ben teşekkür ederim.

Estağfurullah Atalay Bey; anladığımı belirtmesi için tebessüm imasıyla koymuştum ama uygun olmadı herhalde. kusura bakmayın. Size sonuna kadar katılıyorum. terminolojiyi doğru kullanmak lazım. sürç-i lisan ettiysek affola.

Atalay Bey, haklısınız. terminolojiyi doğru kullanmak lazım

hocam sigma 10-20 geniş açı olduğu için bozulmalara yol açabilir. özellikle köşelerde bükülmeler görülebilir. 18-55 iş görecektir. flaş kullanılabilir ama dikkat etmek lazım. ışık dağılımı iyi değilse ortaya çıkacak gölgeler rahatsız edici olabilir. eğer mümkünse bu seçimin yapılacağı yeri daha önceden görmeye çalışın. ışık düzeniyle ilgili bilgi edinmeye çalışın. ona göre hareket edin. yoksa süprizlerle karşılaşma ihtimaliniz çok yüksek olacaktır.

Ben tamamen yanlış algılamışım olayı. kusura bakmayın. tepe flaşı muhtemelen gerekli olacaktır. ama fotoğrafları çekerken iyi konum almak çok önemli. alttan yukarı doğru çekmekten ziyade yandan ve çaprazdan, mümkünse konuşma yeri aynı seviyedeyse karşısına geçip bir iki kare alınabilir. arka çaprazdan hem konuşmacı hemde salondakiler fotoğraflanabilir. eğer müsaitse konuşmacılar tek tek fotoğraflanmalı, kahvaltı, kokteyl gibi rahat bir ortamsa, müsaade istenip herkes tek tek ve en sonunda toplu olarak fotoğraflar alınabilir. broşür ve afiş tarzı bir işlemse Atalay Bey'in söylediği gibi işi almamak lazım, çünkü farklı işlemler gerektirebilir. tripod istediğiniz özgürlüğü sağlayamayabilir ama salonun ışık durumunu önceden bilmiyorsanız yanınızda götürmenizde fayda var.

Mümkünse birden fazla flaş yada sabit ışık kullanın. odanın her ayrıntısına dikkat çekmek istiyorsanız her bölgesinin iyi aydınlanmış olduğundan emin olmalısınız. tam olarak ne için, nasıl bir fotoğraf çekeceğinizi anlayamadım. eğer mobilya yapan yada satan bir yerde çalışıyorsanız atolyede,satış alanınızda yada uygun yer neresi ise bir yerde iyice ışık alabilecek bir çekim alanı oluşturmanız mantıklı olur. bir nevi stüdyo gibi düşünün. iyi aydınlanan bir kenar, köşe vs. oluşturursanız ışıklar sabit kalır, dekoru değiştirip farklı konsept ve kombinler yaparak fotoğraflar çekebilirsiniz. ancak söylediğim gibi ışık olayına mutlaka iyi bir çözüm getirmelisiniz. çok profesyonel olmasına gerek yok derseniz, bulunduğunuz yerdeki tüm ışıkları açıp çekin, yetmediği yerde kabul edilebilir seviyeye kadar ISO'yu arttırabilirsiniz.

iyi günler hocam, kendi adıma, kendimce sorunuzu cevaplandırıyorum. lütfen yanlış anlamayın ve yanlış anlaşılmasın. fotoğrafa isim yazmak, imza eklemek, logo eklemek fotoğrafı çok bozmadığı sürece kabul edilebilir. ancak bir çok iyi fotoğrafçı bunu yapmaz. çünkü fotoğrafı izleyen kişi fotoğrafın tamamını pürüssüz ve olduğu şekilde görmek ve değerlendirmek ister. fotoğrafa ilk başlarken bir heves bende her fotoğrafımın altına üstüne, herhangi bir köşesine isimsoyisim+photography diye yazmıştım ancak zamanla bunun amatörce birşey olduğuna karar verdim ve artık böyle imzalar kullanmıyorum. eğer insanlar beni tanıyacaksa tarzımdan, çektiğim fotoğraflardan, yaptığım çalışmalardan tanımalı diye düşünüyorum. ama illa eklemek istiyorum derseniz, çok belli olmayacak bir yere, çok belli olmayacak geçirgenlikte yazılabilir. size ait bir logo, kısaltma, amblem de düşünülebilir. ama direk fotoğrafın ortasında kocaman bir yazı şeklinde yada çektiğiniz fotoğrafın etkisini azaltacak şekilde bir yazı yada herhangi bir şey olursa insanlar çok beğenmeyecektir.

Atalay Bey, Abraham Bey rica ederim. inşallah yardımcı olabilmişimdir. Canon kullanırken Canon için, Nikon'a geçtikten sonra Nikon için bir çok lens,flaş ve ekipman denedim ve denemeye de devam ediyorum. dilim döndüğünce yorumda bulunmaya çalışıyorum. inşallah faydalı olabiliyorumdur. bu arada ilk yorumda söylediğim fiyatlar ebay-ali express fiyatlarıdır. Türkiye fiyatları biraz daha tuzlu oluyor. beni 3.parti flaşlara iten şey, güzel ülkemizde vergiden dolayı, bir çok ürünü yurt dışı fiyatının nerdeyse 2-3 katı fiyatına satın alabiliyor olmamız oldu. tabii ki orijinal ürünler gibi % 100 verim alınamıyor ama %80-90 verim benim gibi amatör arkadaşlar için yeterli olacaktır diye düşünüyorum.Saygılarımla.

Bir arkadaşa Yongnuo yn685 aldık. dahili radyo alıcısı var. dolayısıyla makineye taktığımız 1 adet tetikleyici ile flaşı istediğimiz yerden tetikleyebiliyoruz. çalışma prensibi şöyle. flaşı slave moduna alıyoruz. tetikleyiciden slave modunu seçiyoruz ve çekiyoruz. malzeme kalitesi idare eder seviyede. çok kötü değil ama çok çok iyi olduğu da söylenemez. fiyat olarak gayet uygun. sanırım flaş+tetikleyici 135 USD gibi bir para vermişti. Ben Shanny sn910ex-rf kullanılıyorum. çalışma prensibi yongnuo ile aynı. dahili radyo alıcısı var. yani altına tetikleyici takmadan bir adet tetikleyiciyi makineye takarak harici olarak çalıştırabiliyoruz. gayet tutarlı çalışan bir makine. şimdiye kadar bir çok çekime çıktım. ne ısınma, ne tutarsızlık hiç bir sorunlar karşılaşmadım. malzeme kalitesi olarak Yongnuo'dan daha iyi olduğunu söyleyebilirim. fiyatı 160 usd civarı. tetikleyici ile 200usd civarına geliyor. bu iki flaştada Master özelliği var ama şöyle var. tetikleyici de yok yani radyo sinyali ile değil, flaşın ışığı ile patlamayı gerçekleştiriyor. flaş makineye takılı iken master moda alıp, slave moda aldığımız başka flaşları patlatabiliyoruz. sanırım konuyu uzattım ve dağıttım kusura bakmayın. godox 685, pixel800n ve meike910 kullanmadım. Godox 685 bildiğim kadarıyla hem Canon'da hemde Nikon'da TTL olarak çalışaibiliyor. iki makineye uyumlu olması, ilerde satarken daha kolay satılabilme ihtimalini açığa çıkarıyor. Godox 685 pilli mi bataryalı mı bilmiyorum ama Godox'un bataryalı flaşını kullanan bir arkadaşım mevcut, düğün işlerinde kullanıyor ve çok memnun olduğunu söylüyor. Pixel'in Mago versiyonunu Canon'da 2 adet kullandım daha önce. fiyatına göre idare eder denilebilir. çünkü tetikleme esnasında kaçırma yaptığı zamanlar oluyordu. yani 10 kez tetikliyorsak en az 2 bazen 3 tanesi patlamıyor. ama fiyat olarak en ucuzlardan biridir. Meike kullanmadım ama malzeme kalitesi olarak Nikon'la aynı malzeme kalitesine sahip diye okumuştum forumlarda. fiyatını bilemiyorum. Benim naçizane tavsiyem yapılacak işe göre karar vermeniz. kardeşiniz düğün dernek işleri yapıyor, ilerde daha da profesyonelleşmek istiyor ise lütfen paraya kıyıp orijinal bir Nikon flaş alın. yok amatör kullanıcı idare edecek birşey olsun derseniz Yognuo yn685 veya Shanny SN910ex-rf benim tavsiyem olur. diğerlerini kullanmadığım için tavsiye edemiyorum kusura bakmayın.

Değerli arkadaşlar merhabalar, Tabii ki bir çok ekipmanı kullanmadan yorum yapmak yanlış olur,aslında fikir aldığımız bir çok video ve inceleme de yanıltıcı olabiliyor. ama her zaman her ekipmanı kullanmış arkadaşı-eşi-dostu bulamıyoruz. ben kendi adıma bir ekipman almadan önce internette bulabildiğim kadar çok yorum,inceleme, video,fotoğraf ne bulabilirsem hatmediyorum. övgüyle bahsedilen özelliğinin tersine eleştirilen bir özelliği var mı onu bulmaya çalışıyorum. artılarını eksilerini kendime göre sıralıyorum ve o şekilde nihai karar verme aşamasına geçiyorum. Dslr like Olmypus ile başlayan fotoğraf macerama sırasıyla, Sony, Canon ve şu anda Nikon DSLR kullanarak devam ediyorum. Slr like olan Olympus haricinde tüm makinelerimde tak-gez statüsündeki lensimin yanına aldığım ilk lens makro lens olmuştur. normalde makro lenslerin amacı değildir ama her makro lensimle portreler çektim ve gerçekten hepsinden memnun kaldım. bence portrenin gerçek açısı 85-135 aralığıdır. 50mm'ye portre lensi denmesini anlamıyorum, çünkü portre için sunduğu aralık bence iyi bir aralık değil. gerçi bu, fotoğrafı çeken kişinin nasıl portreler sevdiğiyle de ilgili bir durumdur. bazıları dizden, yada komple boydan portre tercih eder 50mm hatta 35mm açık diyaframla çekilmiş her fotoğrafı çok sever. ben biraz daha yakın dirsek üstü, göğüs hizası yada omuzdan portreleri seviyorum ve makro lensle bu tarz fotoğrafları çok rahat çekebiliyorum. Nikon'a geçtikten sonra portre çekerim diyerek bir tane 50mm 1.8g almıştım, severek kullanıyorum ama onu 85 1.8g ile değiştirmeyi düşünüyorum. Bu arada bir tek lensle hem manzara, hem portre, hem makroyu aradan çıkartacağını düşünen kişi yanılgıya düşmektedir. çünkü hepsini birden gerçekleştirebilen lens daha üretilmedi. zaten bu amaçla lens alan kişi bir süre kullandıktan sonra bunun farkına varıp, daha spesifik olan geniş açı, makro, prime lens gibi lenslere yönelmektedir. aslında bu biraz da fotoğrafı çeken kişinin kendini tanıması, hangi tarz fotoğrafları çekeceğine karar vermiş olması yada karar verememiş olmasıyla alakalı bir durumdur. aynı şekilde makro lensin açısı da kişiye göre değişecektir. eğer amaç evde kurulan bir düzenekte stabil bir nesne yada ölü böcek vs çekmekse 40mm yada 60mm yeterli olacaktır. eğer amaç doğada kelebek-böcek kovalamaksa 90-105mm aralığı crop gövde de idealdir. eğer tam kare gövde kullanılıyorsa 150mm ve üzeri daha makbul olacaktır. söylediğim gibi bu tamamen kişinin tercihine ve ne yapmak istediğine bağlıdır. bu arada sırasıyla kullandığım makro lensler. Tamron 90mm, Canon 100mm, Canon 100mm L, Sigma 105mm, Nikon 105mm. arkadaşlarımda olan ve kısa süreliğine deneme fırsatı bulduğum lensler : Nikon 60mm, Sigma 70mm ve Olympus 60mm. yanlışım varsa düzeltiniz. saygılarımla.

Aynen Atalay hocam. Tokina için de çok başarılı deniyor makro konusunda. yukarıdaki mesajımda da bahsettiğim gibi makro lensler özel bir amaçla üretildiğinden dolayı optik olarak kaliteli oluyorlar. seçime gelince titreşim önleyici olup/olmaması en büyük tercih. eğer sabit şekilde, tripodla çekim yapılacaksa titreşim önleyici çok elzem değil ama daha çok dağ bayır gezilecek ve elde çekim yapılacaksa titreşim önleyici ayırt edici bir özellik oluyor. Tokina'nın "0" olanı sanırım 1200-1300'dü. alanı pişman etmez sanırım.

Hocam eğer sensördeki sorundan yüzde yüz eminseniz bence başvurun. bir avukat tanıdığınız varsa yada bulabilirseniz kazanmanız ve kaybetmeniz durumunda kazanç/kayıplarınızı sorup öğrenip karşılaştırın. ancak bilinçli bir tüketici olarak bence başvurun. bu arada ölü piksel sensörde mi? emin misiniz? sensörde ise görüntüye/fotoğrafa etki ediyor olması gerekmez mi? LCD ekranlarda da ölü piksel oluyor ama çektiğiniz fotoğrafa etkisi olmuyor diye biliyorum. iyice öğrenip ona göre başvurmak gerekir.

hocam iyi günler. ben Sony kullanırken Tamron 90mm macro kullandım. sony'de body'de titreşim önleyici olduğu için titreşim önleyicisiz modelini kullandım. 2.elde 700-750 TL aralığına bulunabilir. Şu anda Nikon'la Sigma 105 macro 2.8 Os yani titreşim önleyicili modelini kullanıyorum. 2. elde 1250-1300 TL seviyelerinde. her iki lenste optik açıdan başarılı lensler. Zaten macro lensler özel amaçlı üretildiğinden dolayı optik kalite olarak gerçekten tatmin edici seviyede oluyor. ancak para varsa, af biraz daha hızlı olduğu için, af tutarlılığı biraz daha yerinde olduğu için canon yada nikonlar tercih edilebilir. yoksa Sigma yada Tamron'lar da gerçekten fiyat performans oranı yüksek macro lensler.

Merhabalar iyi günler. öncelikle başınıza böyle bir olay geldiği için geçmiş olsun. Benim başıma gelen bir olayı ve sonrasında nasıl bir yol izlediğimi anlatayım belki fikir vermesi açısından yardımcı olabilir. Yaklaşık 1-1.5 yıl önce Asus marka laptop aldım. fiyatının uygunluğundan dolayı internetten bir siteden aldım. Laptop geldiği zaman Windows kurulum aşamasında ekranın en sağından 3 parmak içerde,alttan ve üstten eşit bir şekilde tam ortada duran 1 adet ölü piksel olduğunu gördüm. Firmayla iletişime geçtim. ürünü Asus servisine gönderin dediler. Ürünü Asus yetkili servisine gönderdim. ancak Size gelen gibi bir cevapla, ürünün endüstriyel standartlar içerisinde yer aldığı cevabıyla karşılaştım. bu nedir diye sorduğumda, 3 tane aynı yerde yada 5 adet ve fazlası ekranın farklı yerlerinde olursa ancak o zaman ayıplı ürün sayılır dediler. Avukat arkadaşım vardı, aradım, durumu anlattım. Tüketici hakları kanununda bulunan 14 gün içinde koşulsuz iade hakkımı kullanmamı önerdi. Aynı zamanda ilgili kanuna baktım. 2008'e kadar yukarda belirttiğim ölü piksel sayısı geçerliyken 2008'den sonra 1 adet bile ölü piksel olması ürünü ayıplı ürün statüsüne sokuyor. Neyse firmayı aradım firma Asus kabul etmeyince bizim yapacak birşeyimiz yok biz iade kabul edemeyiz dedi. arkadaşı aradım hemen bir ihtarname yaz iadeli taahütlü gönder dedi. ihtarname yazıp iadeli taahütlü gönderdim. ihtarname teslim edilince Tüketici Hakları'na gittim Meblağ limitin altında olduğu için (belli meblağ üzerine Tüketici Hakları Mahkemesi - altına Hakem Heyeti) bakıyor. hakem heyetine, ürünün ayıplı ürün olduğunu, aynı zamanda 14 günlük koşulsuz iade hakkım gereği teslim etmek istediğimi bildirdim. Hakem heyeti beni ürün için bir de rapor yazdıralım ki geriye dönüşü olmasın diyerek "Bilirkişiye" yönlendirdi. Sakarya üniversitesinde bir hocaya giderek laptop'ı gösterdim. fotoğraflarını çektiler. tamam biz raporu hazırlayıp göndeririz dediler. sonrasında aradan 1.5 ay geçtikten sonra hakem heyeti kararıyla ürünün ve paranın iadesine karar verildi. paramı ancak bu şekilde kurtarabildim. Ürünün satın almanızın üzerinden vakit geçmiş olabilir ama 1 adet ölü piksel olması da ürünü ayıplı ürün kategorisine sokar. 6502 no'lu kanun olması lazım Tüketicinin haklarının korunmasıyla ilgili kanun mevzuatını indirip okuyun. aynı zamanda orda der ki ürün satın alındıktan sonra 6 ay içinde oluşan hatalar, ürün satılırken varmış gibi varsayılır. eğer ürünü satın almanızın üzerinden çok geçmediyse bununla da savunabilirsiniz kendinizi. bence Tüketici hakları mahkemesine uğrayın ya da telefon açın. onlar size hangi meblağa kadar hakem heyeti hangi meblağdan yukarısına tüketici hakları mahkmesinin baktığını bildirirler.sonuca göre dilekçenizi hazırlayıp gidin. inşallah tez zamanda çözüme kavuşursunuz.

Tamamdır Atalay bey, o zaman benim bir taşla iki kuş vurma hayali yalan oluyor

hehe hocam anlaşamadığımız yada benim anlatamadığım konu şu sanırım, crop mode olmadan FF olarak kabul görüyor diye biliyorum. yani şu yorum beni buna düşünmeye itiyor. eğer crop body olarak algılarsa 1.5 çarpandan doları 16x1.5=24mm (35mm açısına tekabül edecek) ama FX olarak algılarsa 16mm olarak kalacak. tam anlatamamış olabilirim ama benim aşağıdaki açıklamadan yaptığım çıkarım bu yönde oldu. crop lensleri FX takında normalde simsiyah bir kararma görüyoruz ama 16mm'ye çektiğimizde bu kararma kaybolduğu için (bahsettiğim konu makinede DX mode kapalı FX haldeyken) 35mm yani FX'te bize 16 ile 20 arasını crop atmadan 16-20 mm aralığı olarak verebilmesi. eğer bunu veriyorsa DX için 11X 1.5 =16.5mm gibi bir aralik vermiş olacak. ha diyeceksiniz elinde Fx varsa neden crop, crop varsa neden Dx düşünüyorsun. niyetim iki bodyde farklı lensler kullanarak en fazla verimliliği alabilmek This is an APS-C lens, but it works fine on full-frame and 35mm film from 16mm to 20mm.

Atalay Bey, söylediğiniz olayı az çok biliyorum zaten. Canon'larda crop lensler aynaya çarpma sorunu yüzünden FF'te kullanılamıyor. ama diğer markaların lenslerinde bu sorun yok diye biliyorum. yani Canon'da da kullanılabilir olma ihtimali yüksek ama köşe kararması can sıkıcı düzeyde olabilir. Nikon'da ise olay tamamen farklı. lenslerin mount elementleri DX-FX farkı olmaksızın takılabilme imkanı sunuyor ancak köşe kararması burda da devreye giriyor. FX'te 11-16 arası köşe kararması yaparken 16-20 arası kararma yapmıyor ve dolayısıyla kullanılabilir hale geliyor gerçi Taner Ünlü arkadaşımız lens FX'te DX performansı veriyor diyor ama yabancı sitelerde özellike D800 ve D810 ile kullananlar 16-20 aralığında görüntü kalitesinin yeterli olduğunu söylüyorlar. benim amacım tek taşla iki kuş vurabilir miyim onu öğrenmek. fx makinem var yanına bir de dx almak niyetindeyim. eğer sorunsuz ise bu lensi edinip her iki body için geniş açı sorununu halletmiş olurum yani olur muyum onu öğrenmeye çalışıyorum. yorumunuz için teşekkür ederim.

Hocam geniş açıya alışınca insan hep geniş açı görmek istiyor. Canon kullanırken 17-40 ve sonrasında 16-35 f4 benim tak gez lensim olmuştu. çünkü herşeyi geniş geniş fotoğraflayabilme ve izleme imkanı çok cazip geliyor bana. Nikon'a geçince henüz geniş açı lens alamadım. aslında FX uyumlu bir lens almak niyetim ama crop faktöre 11-20 gibi bir lens almak maliyet açısından daha mantıklı geliyor bana. 16-20 aralığında FX'te kararma yapmaması da ayrı bir güzellik. hem crop hemde full framede kullanabilmek avantaj bence. yorumlarınız için teşekkür ederim.

Atalay hocam teşekkür ederim. Bu incelemeyi görmemiştim. yabancı sitelerde bir kaç inceleme okudum. ancak daha fazla kullanıcı yorumuna ihtiyacım var sanırım. ayrıca Taner Ünlü arkadaşımızın yaptığı incelemede crop uyumlu deniyor ama okuduğum başka incelemerde 16-20 arası kararma yapmadığı için FX ile de kullanılabiliyor. ben geniş açı olarak hem crop body'de kullanıp hemde FX'te geniş açı ihtiyacı olduğunda 16-20 aralığı ile FX geniş açı boşluğunu doldurabilir miyim acaba diye düşünmüştüm. hala da düşünmeye devam ediyorum. hem crop hem fx için ayrı lens almaktansa tek lenste iş çözülmüş olur tahminimce. aksi takdirde FX için Tamron 15-30 yada Tokina 16-28 düşünülebilir.

Ali express ve ebay üzerinden tripod, flaş, çanta, softbox, tetikleyici, vs olmak üzere bir çok şey getirttim. genelde 100-200 USD civarı ürünler çok sorun olmuyor ama limit 150 USD. siz yine de bu limiti aşmamaya çalışın. sanırım toplamda 20-25 alışverişim olmuştur yurt dışından sadece bir kez 400 usd civarı bir alışverişimde gümrüğe takıldım. onu da ürünler hızlı gelsin diye DHL ile istemiştim o yüzden takıldı, normal posta olsaydı belki o da gelecekti. takılma durumunda sizden orijinal fatura isteniyor, kredi kartı slip yada para transferi yaptığınızı gösterir belge kabul edilmiyor. gümrük memuru aynı ürünün yada muadil ürünün Türkiye yada internet ortamındaki satış fiyatını araştırıyor ve onun üzerinden %25 vergi ve çok az bir masraf ekleyip gümrükçünüze bilgi veriyor. DHL vs firmaların kendi elemanları var bu işleri sizin adınıza takip ediyor ve hallediyor. vergiyi ödediğiniz anda gümrükten mal çekilip size gönderiliyor. eğer ürün posta yoluyla geliyorsa PTT'de gümrük memuru tarafından kontrol ediliyor ve ürünü almaya gittiğinizde yada ürün size kargolandığında vergisi var denilerek ürün teslim edilmeden ücreti isteniyor. bunları neden uzun uzun yazdım derseniz herhangi bir gümrüğe takılma durumunda bilginiz olsun diye. eğer 30-40 USD birşey alacaksanız takılmama ihtimali çok yüksek. ama Myasar beyin söylediği gibi alcağınız ürünü mutlaka öncesinde deneyin, görün siparişi yurt dışından geçin. yurt dışından gelen bazı ürünler kalite konusunda yetersiz olabiliyor. sonra hayal kırıklığına uğramamak adına denebiliyorsanız yada görebiliyorsanız mutlaka TR'de görüp öyle sipariş verin. iyi günler dilerim.

iyi günler SEAP bey/hanım, Tokina 11-20 ile ilgili yorumlarınız ne olur? daha önce Tokina 11-16 2.8 I yada II. versiyon kullandınız mı? karşılaştırırsak görüntü kalitesi anlamında fark var mı? Tokina 11-20 pek yaygın bir lens değil ama aklıma takılan ve 16-20 aralığında FX ile de kullanılıp kararma yapmayan bir yapıya sahip olması. bu lensten edinip hem DX makineden hemde 16-20 aralığında FX makinede kullanmak istiyorum. sizin yorumunuz nasıl olur?